Kayıtlar

2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

2011’in şeyleri

--Kişisel-- Yılın Adamı: Eşref Demir Yılın Hatunu: Melis Derebaşı Yılın Aile Üyesi: Rosa Demir Yılın Hoşgelenleri: Canan Boran, Zeynep Ceren Alp, Yunus Gökçen, Övünç Sarp Özdemir, Efe Pamir Yılın Gülegüleleri: Ceren-Necla Yılın Askeri: Eşref Demir -- TV -- Yılın dizisi: Leyla İle Mecnun Yılın erkek oyuncusu: Serkan Keskin (İsmail Abi) Yılın kadın oyuncusu: Songül Öden (Yasemin) Yılın yeni dizisi: Umutsuz Ev Kadınları -- Müzik -- Yılın albümü: Zakkum-13 Yılın erkek vokali: Cem Adrian Yılın kadın vokali: Melis Danışmend Yılın grubu: Zakkum Yılın şarkısı: Teoman&İrem-Bana Öyle Bakma Yılın coverı: Ogün Sanlısoy-Anma Arkadaş Yılın konseri: Van İçin Rock Yılın klibi: Gece-Yarım -- Sosyal Medya -- Yılın Blogger Ünlüsü: Pucca Yılın Twitter Ünlüsü: Hakan Köksal,Kedi Zihni, Yılın sosyal ağı en iyi kullanan grubu: Redd Yılın sosyal ağı en boktan kullananı: Erol Köse

Öyle sarhoş olsam ki

Resim
Şu dünyada günah olduğuna inanan herkes hariç içer ve Tanrı'nın adaleti ne güzeldir ki içmek bir müslümanlara günahtır ve biz ne şansız kullarızdır ki müslüman doğmuşuzdur. Kimi dinlerde alkol almak bir ibadet şeklidir, o derece yani. İçenlerin hemen hemen hepsi sarhoş olmak için içer, çok küçük bir kısmı da küçük beyinleriyle bir şeyler kanıtlamak için. Ve ne tuhaftır ki ilk sarhoş olan hep ayıplanır. Götüyle içenlerden bahsetmiyorum kesinlikle. İçip başkalarına yük olanlara değil savunmam ama bir birayla sarhoş olmanın tadı da yok hiçbir dünya güzelliğinde. Bir içki şişesine milyarlarca dolar verenedir acımam. Gideceğin yol aynıyken ha limuzinle gitmişsin he İETT otobüsüyle. Hepimiz gecenin sonunda kafa olup birilerini arıyorsak ne bir şişeye o kadar para yatırmanın alemi var ne de gideceğin yola 4-5 aktarmayla gitmenin. Ben bu dünyada en çok bir birayla kafa olan kişiye özenirim arkadaş. Onu ayıplayanın da ağzına sıçayım. Senin varmak istediğin noktaya senden daha çabuk ve

Van İçin Rock!

Resim
Popçular otura dursun rock müzisyenleri el ele verdi. Verdi vermesine de bu bağlanan ellere cimcik attıran, vuran da çok oldu. Neymiş efendim böyle zamanda eğlenilir miymiş? O müzisyenler durumu reklam için kullanıyormuş,oraya gidenler depremi değil gruplara gidiyormuş da bilmem ne. Öncelikle şunu söyleyeyim; Bunu söyleyenlere allah akıl fikir ihsan eylesin. Şu müzisyenlerin hepsini bacaklarından tutup sallasanız yere dökülecek para üç kuruş ama birlikte bir konser verdiklerinde kazanılacak para kendi başınıza attığınız üç beş  yardım mesajından çok daha fazla. Öyle olmasa yaz aylarında bu kadar çok rock festivali, konseri olur muydu allasen? Biletix satışları ilk yarım saatte 400 yani 600 TL yarım saatte diyorum bak. Pek çok yabancı grubun bilet rekoru kırılmak üzere. Hedeflenen bilet sayısı 15000 yani 300bin TL gidişat gösteriyor ki bilet sayısı 15000'in çok üzerine çıkacak nereden bakarsanız bakın en az 400bin-500bin sadece biletlerden toparlanacak. Bu müzisyenler sadece sahneye

Durduk yere adamın amına koyan şarkılar

Benim böyle bir listem var. Liste dediysem işte bildiğin Media Player listesi. Çoh iddialıyım! Diyorum ki dünyanın en mutlu insanı gelsin, Polyanna gelsin farketmez dağıtır adamı. Peki niye böyle bir listem var ki benim? Ben hep karışıkta çalmayı severim MP4 playerda dinlerken de evde de böyledir ama şu da var; arkadaş bir şarkı çalıyo moda giriyorsun arkasından apalakasız bir şarkı, olmuyor.Her neyse işte playlist;

Seks objesi erkekler

Resim
Kadınların pozitif ayrımcılığı bazen bildiğin iki yüzlülük oluyor. Sen kalk yıllarca "Mankenler kadın vücudunu metalaştırıyor", "Reklamlarda kadın cinsel obje olarak gösteriliyor" falan de sonra da kalk erkeklerin cinsel obje olmasına çok normal bir gözle bak. Olmaz arkadaşım olmaz. Sen bunları savunurken ne dediydin? "Kadın sadece fizik değildir, insandır, onun böyle gösterilmesi yanlıştır." demedin mi? Dedin. Her çikolata, dondurma reklamına savaş açmadın mı? Açtın. Nedir şimdi erkeklere prim vermeler?

Sensiz bir hayatım yokmuş ben onu anladım

Ön bilgi: Eşref gittiğinden beri ilk kez içiyorum ve şunu dinliyorum ve bu bir mektup. 1.5 yılda o kadar çok yer kaplamışsın ki ben bir yerden sonra senden öncesini unutmuşbulundum. Ara ara merak ettim sen yanımdayken sensiz halimi hatta bazen istedim,dönmek istedim. Alışık olmadığım bir şeyin tam ortasında bulmuştum kendimi bir anda bazen kaçasım geldi o mutluluktan.

Bodrum Modrum

Televizyon dünyasının yanılgılarla dolu olduğunu hala öğrenememiş olmam ne acı, kaldı ki ben RST öğrencisiyim. Televizyon yanılgısı da bir nevi porno yanılgısı gibidir; gerçekten çok uzak ama feci inandırıcı. Bodrumdayım, tatile geldim. Böyle diyince nasıl bir havası var, nasıl bir oooov diyesiniz geliyor değil mi? Bu cümlenin de bir sihri var mesela. Şu an beni bir biiiç'te elimde vodka ya da meyve kokteylimle büyük kare minderler üzerine sere serpe yatıp son ses Hande Yener-Sinan Akçıl düeti olan Atmaaaa'yı dinleyip bardağı tutmayan elimle de havaya tokat atarcasına ritim tutuyorum zannediyorsunuz, ALAKAM YOK! O dediğiniz Bodrum değil Türkbükü yani Bodrumun ortalama 14-15 semti varsa 14/1 tikicity. Geri kalanı "Emekliliğimi Bodrum'da geçiricem" diyen insanların çeyreği yani bunu diyip de yapan hakiki insanlar.

Bitmesin hikayemiz

Her zaman -özellikle de rock dinleyicileri tarafından- çok sık söylenen "Neden hep sadece aşk şarkıları yazılıyor, milletin başka derdi yok mu?" gibi cümlelere zaman zaman ben de katılırım. Müzik türü ne olursa olsun şarkılar genellikle aşk meşk üzerinedir de bunun da bir sebebi vardır elbet. Model'in patlamasındaki temel sebep Değmesin Ellerimiz şarkısı olmuştur. Herkesin dilinde, her dizide, her köşe başındaki müzik markette bu şarkı çalmakta. Model'in albümünü yiyip yutmuş biri olarak bu duruma başta şaşırdım çünkü bu şarkıdan bin kat daha güzel şarkıları mevcut ama neden Değmesin Ellerimiz? Neden aşk şarkıları? Olay şu ki aşk dışındaki bütün konular kümeselken aşk tamamen kitlesel. Her kesimden her insan aşkı birebir aynı yaşıyor, aynı şeyleri hissediyor, aynı duyguları paylaşıyor. Bu yüzden aşk şarkıları daha çok kişi tarafından seviliyor, benimseniyor. Değmesin Ellerimiz çok güzel, şahane bir şarkı değil bence, hatta albüme baktığınızda çok sönük kalacak b

Bana reyting listeni söyle sana ne mal olduğunu söyleyeyim

Televizyon izlemeyi bırakalı uzun zaman oldu. Sebepleri net; kalitesiz yapımlar, zırt pırt giren reklamlar, yayın saatlerinin sürekli değişmesi,süreleri vs. ama son zamanlarda umutlandıran işler de başladı. İyi yarışmalar, diziler, programlar var... var olmasına var da halk mal. Bugün son zamanlarda televizyonda yapılan en iyi dizilerden biri yayından kaldırıldı. Sebep reyting, dizi Üsküdar'a Giderken. Daha tanıtımlarında güldüren, kadrosuyla merak uyandıran güzelim dizi 13 bölümde bitti. Muhtemelen 13 bölüm sürme sebebi de anlaşmadır yoksa çok daha önce bitirirlerdi.

Herkes gider mi?

Müzik piyasasının geldiği noktayı görüyor mu gözleriniz? Ne hale geldiğini, düşüşünü farkedebiliyor mu beyinleriniz? Sektör her alanıyla yıkılmış durumda, son çırpınışlarını sergiliyor. Bir bırakma kararı tüm dikkatleri sektöre çekti ama bu iki üç yıllık bir süreç değil, çoktandır çöküntüde sektör.

Çağımızın hastalığı: Her boka sallayan köşe yazarları

Her önüne gelen dallama köşe yazarı olursa böyle bir hastalık da kaçınılmaz olur tabii ki. Farkında mısınız adını sanını duymadığımız adamlar, kadınlar yazdıkları saçma yazılarla adlarını duyuruyorlar. Sibel Üresin'i o yazısından önce tanıyor muyduk? Hıncal Uluç'un Defne yazısına kadar hayatta olduğunu hatırlıyor muyduk? Bu hastalık yayanların hepsinin ortak noktası da şudur; Bir olay vardır, ona üzülen bir kitle vardır, bunlar kalkar o olayla ilgili en aşağılık, en basit, en götten uydurma yazılarını yazarlar. Yiğit diye bir herif varmış mesela, benim bugün haberim oldu ama yazı arşivine bakınca aslında okuduğum ama kimin yazdığıyla bile ilgilenecek kadar sarmayan yazıları var bu adamın. Şimdi Teoman müziği bıraktı ya bu yazarların da ellerine güzel bir yumak geçti şimdi kedi misali oynayıp dururlar. Yiiiiit denen adama göre Teoman'ın dinleyici kitlesi 30 yaş üstü mutsuz, sevgilisi tarafından haklı sebeplerle terkedilmiş, depresyonlu, sevgili bulma ihtimali de olmayan

Kim?

Resim
Kim olacak bundan sonra D&R'a gittiğimde, soğuk raflarda? Kim anlatacak beni, ayna tutacak bana özel mişim gibi sanki. Kim gülümsetecek son anda, biranın son yudumunda, güzel kafalarda. Ben dinlerken seni anlamaya çalıştığım. Biz büyür dünya değişirken sen müziği bırakırken kim yazacak sözleri? Kim beklenecek albüm çıkarsın diye...

4 eş OK, grup sex nanay

Sibel Üresin dün Yerden Göğe programına katılmış. Sibel Üresin'i hatırlarsınız kendileri 4 eşliliğin erkekler için yasal olmasını istemişti. Programı izlemedim zira o programı izlemek için kafayı yemiş olmak lazım. Kim konuşuyor, kim ne diyor belli değil. Ancak sağolsun bazı sabırlı arkadaşlar izlemiş ve Twitter'da an be an yayın yapmışlardı. Merak edip açtığımda program zaten bitmişti ama bugün internette programın videoları dönmeye başladı. Sibel Üresin yine bol kepçe saçmalamış.

Pampiş'in zekası

Resim
Twitter bir çok ex-ünlü için popüler olma yolu oldu son zamanlarda. Yıldızları sönmüş isimler yeniden parıldamak için enteresan yollara başvuruyor. İçlerinde şerefsizliği seçip parlayanlar da var ona buna laf atıp parlayanlar da. Ama biri var ki o hepsini ezdi geçti. Seçtiği yol sebebiyle +1 avantajla başladı ve de sonunda başardı.

BENDEN SANA BİR GÜN ANCAK SARARMIŞ RESMİM HAYALLERİM KALACAK

Resim
Çok iz bıraktığımızı sanıyoruz ya birilerinin hayatında, övünüp duruyoruz ya "unutamaz beni" diye ve her seferinde en baştan unutuluyoruz ya yine... unutulmuyoruz aslında, bir iz bırakıyoruz iz bıraktığımız bile farketmeden. Unutmaz dediklerimiz bile unuttuklarını sanıyorlar ya bizi, adımızı sorsan hatırlamayacak kıvama gelip yüzümüzü görse tanımayacak kadar başkalaşıyor ya aslında o anlarda biz zehir gibi işliyoruz işlerine. Belki en sevdiğimiz şarkıyla, belki en sevdiğimiz renkle, belki en büyük hayalimizle. Onlar kendi hayatlarını yaşıyor gibi görünürken ortak hayallerimize otururken bizi hiç düşünmüyorlar aslında, onlar unuttu ya bizi, attılar ya bilinçaltına aslında. Onlar aslında hep bizi yaşıyorlar... BENDEN SANA BİR GÜN ANCAK SARARMIŞ RESMİM HAYALLERİM KALACAK Hepimiz hayatımızda birilerinin hayalini yaşıyoruz ya hala, ölülerle yön veriyoruz ya hayatımıza, birilerinin hayatlarındaki ölüleriz ya aslında... Bizim de hayatımızda ölüler dolu ya. Kendimizin sandı

Murat magazinde turat

Bazı olaylardan öyle uzun uzun blog yazıları çıkmaz, yazmasan da olmaz. işte öyle Hilal Cebeci hepimizi en çok kızdıran magazin ünlülerindendi bir ara hele hele Dobra Dobra'daki bir açıklaması harbi sinir etmişti beni de dün yazdığı "İstanbul belediye başkanı değişti mi?" ya da "Abdullah Gül İstanbul Belediye başkanı mı?" sorularından sonra herkes saldırıya geçti. Yok nasıl bilmezmiş yok ölsünmüş yok ona buna vermeye benzemezmiş. Kimi kandırıyorsunuz siz sokağa çıkın rasgele 100 kişiye sorun kaçı bilecek bunları? Mısır Piramitleri'nin Türkiye'den kaçırıldığını sanan insanlar var. Oy verdiği partinin açılımını bilmeyen insanlar var. Kendi belediye başkanını, başkanın hangi partiden olduğunu bilmeyen insanlar var. Şimdi kalkıp sırf magazin ünlüsü diye birini taşlamak insafsızlık değil de ne? Deniz Seki havaalanında yakalandığı futbolcu için "Arkadaşım" demiş sonra da eklemiş "Beni elde etmek kolay değil 10 fırın ekmek yemesi lazım"

Ruhsuz dinleyici topluluğu

Resim
90'ların müzikleri hala partilerle,programlarla,organizasyonlarla yaşatılır. Genelde bu tip aksiyonlar pop müzik içindir ama 90'lar asıl rock müzik için apayrı bir ruhtur. O dönemin kendine has ruhunu yaşayanlara 90'lar Kemancı Tayfası denir hatta. Şimdiki gibi her köşebaşında bir rock barın olmadığı, internetin olmadığı, bu kadar çok grubun olmadığı baba dönemler. O dönemin dinleyicileri şimdilerde savaş anılarını anlatan gazi dedeler konumunda. Dün 4 tanesiyle beraber Kadıköy'de Kesmeşeker konseri öncesi o dönemi konuştuk da, kayıp nesil onlar mı yoksa biz miyiz bilemedim.

Siyaset özel hayata ne kadar karışabilir?

Resim
Kaset skandalları, açıklamalar, yasaklar, filtreler… Son zamanlarda gündemi en çok meşgul eden konular bunlar, hepsinin temelinde aynı soru; Siyaset özel hayata ne kadar karışabilir? TÜSİAD ve Bülent Arınç’ın karşı karşıya gelmesiyde daha da önce çıkan bu problemden anlıyoruz ki baştaki zihniyete göre özgürlük porno izlemek, alkol almak ve sevişmekten ibaret çünkü biz filtrelemeye karşı çıktıkça koskoca filtre uygulamasını iki porno sitesine bağlayıp “Bunlar porno izleyemedikleri için karşılar” diyebiliyorlar.

Alkolsüz bira kimler içindir?

Resim
Efes’in alkolsüz bira çıkartacağı haberini ilk duyduğumda garipsedim, şaşırdım, anlam veremedim. En nihayetinde bira alkollü bir içecek, onun alkolsüz olması bana yoğurtsuz iskender gibi geldi, mantığını kavrayamadım. Sonra sonra aslında ne büyük bir hamle olduğunu farkettim. Henüz denemedim ama tadının aynı olduğuna dair duyumlar aldım. O zaman gerçekten geniş bir kullanım alanı var.

Karakter Sizsiniz Türkiye

Kitap okuyup hayatı değişenler, bir film patlayınca ona göre takılanlar, bir şarkı hit olduğunda o şarkının ruh haline bürünenler; Karakter Sizsiniz Türkiye!

Laf söyledi balkabağı

Resim
Ulan bir güne de normal uyanayım. Kalkayım Amerikan filmlerindeki gibi kahve içip geyik yapayım falan. Çok şey mi istiyorum be? Belki de Twitter’ın en kötü tarafı budur. Açtığınız anda gündemin ortasına düşüyorsunuz resmen, kaçacak yer yok. Uyanır uyanmaz da ya cepten ya bilgisayardan Twitter’a baktığım düşünülürse yanmışım ben. Kim bu fotoğraftaki abla biliyor musunuz? Kendisi Fatih, Ümraniye, Bahçelievler, Eyüp gibi pek çok belediyede aile içi iletişim seminerleri veren bir ablamız. Bunların yanı sıra yaşam koçluğu,aile ve evlilik danışmanlığı da yapmakta. Muhafazakârlar tarafından çok tanınıp sevilirmiş. Ben kendisiyle tanışma götlüğüne bugün eriştim, hay erişmez olaydım.

Naaaasssı Koydu Aykut Kocamaaan Kocamaaaan Kocamaaaaan

Resim
Düşmanlar satın alarak, şike yaparak diye dursun Fenerbahçe ipi göğüsleyen takım oldu ama bence bu şampiyonluk diğerlerinden çok daha önemli bir şeyi ortaya koydu. Lige kötü başladılar, Avrupa kupalarında elendiler, Türkiye Kupası’nda olmayacak bir malubiyet aldılar ve tam anlamıyla dibi gördüler. Sadece Fenerbahçe değil bütün İstanbul takımları sapır sapır dökülüyordu. Futbolcular göre bu dipten çıkış Antalya kampında oldu. Artık orada nasıl bir yemin vermişlerse ikinci yarıya öyle bir başladılar ki ulaşılması zor bir seri yakaladılar. 18 maçta 0 malubiyet, sadece 1 beraberlik. Tabi bu durum diğer 17 takım için başarı, çalışma, hırs, azim falan değil; hakemlerin satın alınması, rakip takım futbolcularıyla görüşmeler, satın almalarla oldu. O kadar inanılmaz geldi demek ki böyle bir başarı, öyle ya onlar her galibiyeti alın teriyle kazanıp bütün şampiyonluklarını bileklerinin hakkıyla elde ettiler ancak Fenerbahçe o kadar düşük bir takım ki bunları yapabilemiyor ki böyle hilelere giri

Ne meraklıymışız biseksüellere

Resim
Ayşe Özyılmazel’in deli hayranı değilim, hatta bazen çok sinirimi bozan yazıları, icraatları olur ancak enteresan bir şekilde severim de. Sevme sebebim beni sinir eden yazılarında bile sadece içinden geldiği için yapmasıdır. Canı ister köşe yazar, köşesinde canının istediğini yazar, istediği için müzik yapar. Yaptığı işler dört dörtlük değildir hatta olmamış da diyebilirsiniz ancak kendi istediği için yapması yeterlidir onu sevmek için. Ancak gel gelelim hatun bazen sonuçları o kadar takmıyor ve öngörmüyor ki başına iş alıyor. En son vukuatı “Hem kadınla hem erkekle aldatıldım.” itirafıydı. Bahsi geçen röportajı okudum ve öyle “Albüm çıkıyor hadi olay yaratayım.” havası sezmedim, soru sorulmuş içinden gelmiş söylemiş bu kadar da net. Okuduğumda da “Yuuuh aq nassssı laaa” tepkisi vermedim açıkçası. Bende mi bir arıza var acaba? Türk magazininin odaklandığı, magazinseverlerin ağzını sulandıran bu itiraf bende niye böyle bir etki yapmadı ki? Her neyse Ayşe önce tepkileri frenlemek için

Seçim dönemi, partiler, liderler…

Seçim zamanları benim en sevdiğim dönemlerdir. Herkesin bol keseden salladığı, icraatlarını sıraladığı, stratejinin savaştığı ve özellikle de iktidarların halkla buluştuğu nadir zamanları oluşturur. Öncelikle hala seçim arabalarıyla bangır bangır müzik yayını yapan, mikrofondan bağırıp çağıran partiler baştan kaybediyor kanımca. Hele ki o her yere asılan bayraklar, afişler bana çok itici geliyor. Evdeysem ve tv’de o an bir miting varsa hangi parti olursa olsun açar izlerim. (Ben zaten ulusa seslenişleri de kaçırmam) Medyayı avucunun içine alan AKP bu aşamada hep bir adım önde oluyor. Her mitingi Kanal 24’den(Başka kanallar da vardır illa ki) baştan sona canlı yayınlanıyor. Sinir atmak isterseniz birebir. Bazen fıkralardan daha komik bir hal alıyor. CHP mitinglerini anca akşam haberlerinde izleyebiliyorsunuz ancak CHP’nin en büyük akıllılığı sosyal medyayı çok iyi kullanmaları. Mitingde söylenen vurucu sözler anında bir kaç farklı CHP’ye ait hesapta yazılıyor, RT’leniyor, izlemeseniz

Sınıfta kalan medya

Resim
15 Mayıs’da internet yasağı için yürüyenlerin sayısı itiraf etmeliyim ki beni de şaşırttı, bu kadar yoğun bir ilgiyi tahmin etmiyordum ama daha sonra olanları hiiiiiiiiiç tahmin etmiyordum. Aslına bakarsanız hepimiz –katılanlar da- bu eylemin bir işe yaramayacağını, sadece karşı olduğumuzu gösterecek olduğunu ve paket uygulamasını rafa kaldırmayacağını biliyorduk. Bazen bile bile ladesdir bu tip eylemler. İşe yaramayacağından emin olduğun halde bir şeyler yapmak için katılırsın.

PetFest

Resim
Sadık Dostlar İstanbul PetFest’te Buluşuyor Hayvanların hayat boyu sağlık ve mutluluğunu hedefleyen Whiskas ve Pedigree'nin düzenlediği ve biletlerin 2 gün geçerli olduğu İstanbul Petfest 4–5 Haziran tarihlerinde Parkorman'da düzenleniyor. Sosyal sorumluluk projesi olan İstanbul Petfest 2011, iki gün boyunca  rengârenk bir program sunuyor. Yarışma ve gösterilerden oluşan çok sayıda köpek aktivitesi, çocuklarınızın hoşça vakit geçirebileceği oyun parkları, workshoplar ve fotoğraf çekimleri, eğitici, bilgilendirici seminerler, sürpriz hediyeler sizleri bekliyor. Sokak hayvanları yararına düzenlenen projede bilet satışlarından elde edilecek tüm gelir Barınak Gönüllüleri ve Hayvanlara Yaşam Hakkı Derneği (BGD) ile belirlenecek barınakların iyileştirilmesinde kullanılacak ve sayenizde sahiplenilmeyi bekleyen dostlarımız daha mutlu olacaklar. Bilet: 12 TL Yer: İstanbul/Parkorman Link: http://web03.biletix.com/etkinlik/MPTF2/IZMIR/tr

“Kadınlar önce seni sen yapan özelliklerine aşık olur sonra da onları senden almaya çalışır”

Resim
Kaybedenler Klübü’nü –nihayet- izledim, filmden 100 yazı çıkarabilirim, belki de sonra çıkarırım ancak şimdi öncelik bu sözde. Kadınların ne istediğini bilmemesinden mi kaynaklıdır bilinmez ancak böyle bir şey gerçekten var. Bende yok, aksine ben olmayan özelliklerine varmışçasına aşık olup sonra hayal kırıklığı yaşayanlardanım –bu da ayrı bir tür- yine de bende olmaması bu hastalığın varlığını sorgulatmaz. Hep varolmuştur, varolmaktadır ve varlığını sürdürmekte ısrarcı bir hastalıktır. Bir kadının önüne bir motorcu, rock’n roll bir tip koyun ; onun yanına da banka veznedarı bir herif koyun hiç tereddütsüz motorcuya gider hatta öyle ki veznedar abi çok daha yakışıklı, kaslı olsa bile farketmez çünkü ona dönüp bir kere bile bakmaz. Gel gelelim motorcu herifi tercih eden hatun önce onun bu özgür ruhuna hasta olur, onun özgürlüğüne kaptırır kendini ama önce kendisine bağlanmasını bekler, sonra reddettiği veznedar olmasını ister.İlk aşama motoru bıraktırmak olur, sonra işine gücüne karı

Hayvanlık dışı işler

Resim
İnsan egosundan tüm dünya nasibini almışken, ağaçlar AVM yapmak için bir bir kesilirken içimizi en çok acıtanlardan biri de hayvan haklarındaki bilinçsizlik. Her gün önümüze bir sürü video geliyor. Kimisi kediyi kesip,iç organlarını söküp fotoğrafları video halinde internette paylaşır, kimi öldürdüğü bütün hayvanların vahşet görüntülerini site yapar, kimisi kuyruğundan sürükleyip çatıdan aşağıya atar... "İnsanlık dışı" diyoruz da tam da insanın yapacağı işler bunlar.

Cover me baby

Cover yapanlara hep kolaya kaçan, işi yarım bırakan gözüyle bakılır. Oysa ki iyi bir cover yapmak bazen sıfırdan şarkı yazmanın yanında solda sıfır kalır; hem emek olarak hem de dinleme zevki olarak. İyi kötü hemen hemen herkes ya albümünde ya da sahnede cover yapar, özellikle rock dünyası bu konuda kendini aşmıştır. Pop dünyasının cover anlayışı Sezen Aksu şarkıları ile sınırlı olduğundan onlara çok fazla yer veremeyeceğim bu yazıda ama tabii tarz ayrımı yapmadan sıralayalım dinlenesi, güzel coverları.

Çılgınsın Meeeen

Resim
(Not: Monte bobiler.örg'den homo_haddini_sapiens'e aittir.) "Çılgın Proje" adıyla sunulan ve haftalar öncesinden açıklanacağı duyurulan proje sonunda açıklandı. İçime bir sular serpildi, bir rahatladım anlatamam size. Çünkü insan "Çılgın Proje" diyince, bunu diyen de Recep Bey olunca neler bekliyor neler? Mesela ben dedim kesin Kız Kulesi'ne türban takacak, öyle ya kız dediğin öyle başı kıçı açık gezmemeli. Sonra düşündüm belki de İstanbul'u haremlik-selamlık ayıracak. Anadolu Yakası'nda kadınlar, Avrupa Yakası'nda erkekler olacak. Dedim belki de komple alkolü, sigarayı yasaklar; Rock/Metal müzik zırvalıklarının önünü keser, albümleri toplatır, festivalleri iptal eder, tshirtleri yaktırır falan. Beklediğim bunlar ve bunun gibi daha pek çok şeydi. Oysa gayet normal bir projeymiş; alt tarafı Avrupa Yakası'na bir kanal açacak, ikiye bölecek, burdan gemicikler falan geçecekmiş.

Redd'in Uyandıran "Masal"ı

Redd'i sadece dinliyorsanız sizin için "iyi müzik yapan bir grup"dur en fazla, şarkı sözlerine dikkat kesiliyorsanız "bir şeyler anlatan bir grup"tur en fazla ama Redd elemanlarını bir de sosyal medya üzerinden takip ediyorsanız işte o zaman Redd'i tam olarak anlayan biri olursunuz. Redd, muhalif görünen pek çok grubun aksine (Bkz: Mor ve Ötesi Gerçekten Muhalif Mi? ) gerçekten muhaliflerdir. Sadece siyasi ya da sisteme muhalif değil aynı zamanda rock müzik içinde olması gereken ama olmayan işler yaparak, bu ülkede yapılan rock müziğe de muhaliflerdir. Nedir o olması gereken ama olmayanlar? Bizim rock müziğimiz terkedilmiş adam iniltisi, terkedilen kadın çığlığı, aşkın göt ettiği insan vızıldamalarından ibaret malesef. Dinleyicilerin büyük bir kısmı bundan şikayet eder ancak işler hala böyle yürür. Redd ise tam tersi dünya meseleleriyle ilgilenen, yenilikçi bir gruptur.

Gerilimi sevmiyorum

Resim
KPSS ve ALES'de kopya skandalı daha unutulmuş değilken YGS'de şifre skandalı patlak verdi. Matematik gibi ortalaması 7.5 neti aşmayan ve bu yüzden de her fakülte bölümü için kaymak puan denilen sınavda şifreleme yapıldı, artık öyle maillerle cevapları yollamak falan yok. Şifre skandalı üzerine haklı olarak liseliler eyleme gitti. "Liseliler Haklı" adı altında bu yollardan geçmiş ama kardeşlerini unutmamış bir destek platformu oluşturuldu. 1.711.254 adayın başvurduğu sınavın eylemine bin-iki bin kişi katıldı. Bu katılanlar arasında destek platformundan olanları da düşünürsek en kalabalık nüfusa sahip bir ilde daha fazla katılım olması gerekirdi. Görünen o ki gençler haklarını aramak yerine ikinci sınava hazırlanma telaşında, hakları da var. Hayatları boyunca sınavdan babayı alırlarsa bir bok olamayacaklarına inanmışlar.

Sex Bus

Resim
İmamın ordusu artık sadece emniyeti değil tüm memuriyet alanlarını içine almış durumda. Malesef olaylar olmadan bunları göremiyoruz, o kadar gizli ve sinsi çalışıyorlar ki. Güne ben de sorunsuz başlamak, Arda Turan'ın forma laflarıyla geyik döndürmek isterdim ancak şu an elimizde çok ciddi iki olay var; 1) "Burası sex otobüsü değil" 2) "Karşılarına 5bin genç koyarız" şimdi konumuz otobüste el ele kol kola oturdular diye şöförden fırça yiyen iki genç ve metrobüs'de sevgilisinin başına omzunu koydu diye metrobüs şöföründen dayak yiyen iki liseli genç.

Anlatılsın diye beklediğimiz "Diğer Masallar"

Resim
Model, benim geç keşfettiğime lanet ettiğim bir grup. Aslında daha önce Efes Pilsen'in Sokakta Hayat Var reklamında ve oyununda şarkılarıyla yer almış ve adlarını bilmeden şarkıyı da indirip defalarca da dinlemiştim. O kısacık şarkı grubun ne kadar iyi olduğunun da kanıtıydı. Daha sonra albüm çıkarttılar (Albüm denemez ama çıkarttılar işte bir şey), daha sonra da geçtiğimiz aylarda tam anlamıyla bir albüm çıkarttılar. Tabii benim bunlardan çok enteresan bir şekilde haberim oldu. Sinerji'ye gitmek için öyle koşar adım caddede yürürken bir müzik marketten gelen bir şarkıya acelem olmasına rağmen durdum kaldım. Girip "Kimdir? Nedir?" diye soracak vaktim yoktu malesef, hem girip sorarsam albümü de almam gerekirdi neyse ben de şarkının bir bölümünü aklıma kazıdım gittim Sinerji'ye açtım Twitter'ı,yazdım sözleri, dedim "Kimdir bu kız?" Sonra öğrendim ki o kız Model'in solisti,şahane sesli Fatma'ymış, şarkı da "Pembe Mezarlık"mış... Böyle

Alıştıkça, yaşadıkça ÖNEMSİZ GİBİ GELİYOR!

Şu saatte ve şu kafayla yapabileceğim en güzel hareketi yaptım ve Malt-Arıza albümünü açtım. Bilmem bir tek bana mıdır Malt'ın bu ruh değişimi hali. Her neyse, albüm ilerlerken "Önemsiz" adlı şarkıları çalmaya başladı, kafamda da bu yazı canlandı. Canlı canlı yazıyoruz şimdi, süt bozulmadan.

Anına koyayım

Hani böyle sittin sene sürecekmişçesine başladığın ilişkiler vardır, ilişki diyince illa aşk, meşk, sevişmek gelmesin aklınıza lütfen her türlü ilişkiden bahsetmekteyim.

Markalar ve Kıvıl Vol 1 - Operatörler

Resim
Yasalar bildiriler falan yayınlayan üç operatörü değerlendireceğim zira üçünü de kullandım değerlendirmek hakkım. Sadece kendimden değil çevremden de örneklerle...

Kafasına çekiçle vurulasıca erkekler

Resim
 Arkadaşımdan yazı için onay aldım ancak isim verilmesini istemiyor,eyvallah. Şimdi size bir kızın aynı gün içinde yaşadığı iki erkek vakasını anlatıcam a dostlar. Bu olaylardan genellemelere varabilirsiniz çünkü her ne kadar bir kişinin yaşadığı olay olsa da, iki erkeğin öküzlüğü olsa da malesef ki bu iki erkek tipi her yerde. Elimizi sallasak onlara çarpmakta, yollarımız hep o öküzlerle kesişmekte...

Kadın neden aldatmaz?

Resim
Hep neden aldatır neden aldatır diye soruyorlar aslında soru yanlış. Doğru soru; "Neden aldatmaz?" olmalıdır. Çünkü kadının aldatması için tek bir sebebi vardır; İlgisizlik ancak bir kadınla ilgilenerek de onun aldatmasına mâni olamazsınız. Bu yüzden aldatmamasını sağlayacak şartları oluşturmalısınız.

Ergenlik Testi

Aşağıdaki cümlelere verdiğiniz tepkileri toplayın

Göstermelik Entel Ödülleri

Daha önce Altın Portakal için bir yazı yazmıştım (bkz: Sinemanın Kalbi Altın Portakal'da Duruyor ) ama bu sadece Altın Portakal'a has bir durum değil malesef. SİYAD ve bu sene 4. düzenlenecek olan Yeşilçam Ödülleri'nde de aynı kafa,aynı nakarat.

Ben bilmem Tumblr

Her ne kadar ağa babası olsa da ben Facebook'dan çok sıkılıyorum arkadaş. Oyun ve fotoğraf albümü dışında bi sikime yaramıyor kanımca. Twitter candır ama o da yazı tabanlı hem de o yazı 140 karaktercik. Hal böyleyken, ben böyleyken imdadıma Tumblr yetişti. Şu aralar pek kullanıcısı olmasa da hem video,müzik,fotoğraf paylaşmak için hem de uzun uzun yazmak için çok güzel. Bazen burayı açıyorum bişey yazmak için ama blogluk bi yazı da değil şimdi ne yalan söyleyeyim kapatıyorum orada yazıyorum. Beğendiğiniz iletileri Like'layıp Reblog yapabiliyorsunuz... Her şeyi paylaşabiliyorsunuz ve henüz çok kullanıcısı olmadığından dolayı ortamı gayet güzel. Tavsiyemdir! http://asikaramelek.tumblr.com/

Sinema: Sektör ve Endüstri

Bugün Sinemaya Giriş dersimize Amerika'da çalışan bir Türk yapımcı katıldı. Oradaki sektörle Türkiye'nin yapısını karşılaştırdık. Aslında durum sandığımız kadar berbat değil onun gözünde. Aksine müthiş bir ilerleme olduğunu düşünüyor Türk sinemasında. Bugün konuşulanları daha çok onun gözünden yazayım dedim ben de.

Türklük Kompleksi

Resim
Türkseniz bir yabancı filmde geçen "İstanbul","Turkey","Turkish" kelimeleri sizin bitanenizdir. Türkseniz bir dünya starının elbisesini bir Türk tasarımcı yapmışsa bu sizin için övünç kaynağıdır. Türkseniz dünyanın umursamadığı dandik bir ünlü bile ülkenize gelse izdiham yaratırsınız. Türkseniz komplekslisinizdir.

Tecavüz ve Erkek Kafası

Resim
İnternetim olmadığı için sadece twitterda döktüydüm içimi. Aslında bu yazıyı da yazmaktan vazgeçmiştim ancak bugün bir tecavüz davası daha gündeme geldi,yazmadan olmazdı. Ne demişti Prof. O.Ç (adının kısaltması adamın sıfatı); Dekolte giyersen tecavüze davetiye çıkarırsın. Yani erkeğin uçkurunu tutamaması değil kadının dekoltesi tecavüzün sebebi. Hemen başladı yorumlar tabi yok neymiş çıplaklık medeniyetse hayvanlar daha medeniymiş,mini etekle mi medeni olunurmuş vs vs... Medeniyet çıplaklıkta değil tabii ki. Ne kadar açarsak o kadar medeniyiz diye bir şey yok elbette ama medeniyet biraz da bunları aşmakta değil mi? Medeniyet dekolteyi tecavüz sebebi görmekte değil,bu kesin.

Fan olmak ve mal olmak arasındaki ince çizgi

Birine hayran olmak şahane bir duygudur. Çok kişinin hayranıyım ben ordan biliyorum. Hayranlık öyle bir sahiplenme hissi yaratır ki insanda kendi ananıza babanıza laf söyleniyormuş gibi hissedersiniz. Takip edersiniz, takdir edersiniz, tartışırsınız,korursunuz kollarsınız falan ama bir yer kadar be arkadaşım. O yerden sonrası fanlık değil mallık oluyor.

"Elde var bir" kadınları

Hepimiz Öyle Bir Geçer Zaman Ki'yi izlerken sinir krizleri geçirdik. Ali hala Cemile üstünde hakkı olduğunu düşünüyor, işine taş koyuyor, duygusal bir yakınlaşmanın ihtimaline bile tahammül edemeyip adam dövüyor falan filan. Hadi Cemile haysiyetli hatun,gururlu hatun da ya gerçek hayattaki örnekler? En basitinden bir Ferdi Tayfur var önümüzde. Hafızalarınıza balık ekmek yedireyim; Ferdi Tayfur başka bir kadınla ilişkisi olduğu ve ondan bir çocuğu olduğu için 40 yıllık eşi Necla Nazır'dan ayrıldı sonra dedik ki herhal bu yeni kadınla şeeetcek am haaayır o gitti ilk ve tek resmi nikahlı eşine döndü. Size pembe bir mutluluk tablosu çizmeyi çok isterdim ama ilk eşi o işin içindeyken tablo maviden çok erkek egosu siyahı oluyor.

Hiç cool değilim

Var ya şu burun kıvırıcı tipler. En basiti "Yaa onu mu izliyorsun/dinliyorsun" derler bir film/dizi/müzisyen için. Onlar bana hep cool gelir. Aslında hepimiz biliyoruz ki onlar da eve gittiklerinde Serdar Ortaç dinliyor MSN'de Ne Dinliyorum'u kapatıp ama coollar işte.. Bense hiiiiç cool değilim.

Sosyal Medya

İnternetin icadından bu güne hep tartışıldı; Bağımlılık yapıyor mu? Asosyalleştiriyor mu? Sosyalleştiriyor mu? Bilgi veriyor mu yani işin özü biz internete ve bilgisayara hep şu soruyla yaklaştık; Ne zikime yarıyor bu. Az önce içinde Samihazinses ve Mayoneziseverim'in de bulunduğu, Sosyal Medya adlı videoyu izledim (Yazının sonunda videoyu bulabilin.) Gene aynı konular tartışılmış. Gelip bana "Yaaa asi_karamelek sen de bir twitter ünlüsü sayılırsın gel seni de çekek" diyen olmadığı için -Lanet olsun!- ben de burdan fikirlerimi paylaşayım dedim.

Yerli Film Yersiz Eleştiriliyor

Resim
Korkuyorum, sinirleniyorum, utanıyorum.. Bir Radyo Sinema Televizyon öğrencisi olarak gelecekteki mesleğimin ne hale geleceğini bugünden görüyorum. Herkes eleştirmen, herkes müneccim, herkes falcı. Herkes geleceği görüyor ki daha vizyona girmeyen filmler hakkında bile yorum yapabiliyor, daha izlemediği filmin ne mal olduğunu anlıyor.

Hayranlarını dava eden star

Resim
Emre Aydın sevgilisiyle yakalanınca demiştim "Şimdi ergen fanları kıza demediğini bırakmayacak" diye. Dediğim gibi de olmuş muhtemelen ki emreaydın kendi forumundan bir mesaj yayınlamış, özeti; "İlişkimle ilgili konuşanı dava ederim." Haklı mı haksız mı?

Olamaz mı? Olabilir.

Resim
Filmle ilgili çok şey yazıldı,çok şey söylendi ve bunların çoğu daha vizyona girmeden yapıldı. "Gidilmeli","Kesin izliycem" yorumlarından ziyade direk filmle alaklı yorumlardı bunlar. " Cesaretin Var Mı Aşka? 'nın çakması" dendi, "Klişe" dendi, "Şahane bir film" dendi,"Mükemmel bir aşk filmi" dendi ve daha niceleri söylendi. Bu eleştirilerin hepsi iyi ya da kötü filmi izlemeden yapılmaması gereken eleştirilerdi.

Köşeleri tutmadan gel

Resim
Defne Joy Foster öldüğünde kardeşimi,ablamı kaybetmiş kadar üzüldüm. Elim blogger'a gitti de yazmadım bir şey. Dünya tatlısı, enerji dolu genç bir anne göçtü gitti hayattan. Üzücü ama bloggera yazacak kadar toparlayamadım cümleleri, belki üzüntüden belki de diyecek bir şey bulamamaktan. Galiba diyecek bir şey bulamamaktan çünkü ben klavyemi Defne'nin bekar evinde ölmesine, alkollü olmasına, uyuşturucu kullandığını iddia edecek kadar insanlık dışı kullanamazdım. Ben ya basit, 150 ziyaretçiyi zar zor aşan blog sitesi sahibi.. Bunun sebebi benim insan olmamdı ama görünen o ki günü en yüksek trajlarla kapatan, sitesi ziyaretçi akınına uğrayan gazete sahibi birinin kalemi buna gitmiş.. deşmiş her şeyi!

Dağıldık ey fanım unutma bizi

Resim
"Grubumuz dağılmıştır. Ayrılıklarla ilgili detaylar son blog yazısındadır..... Ayrıca Emre ayrılmadan önce yaptığımız demo kayıtlarını da paylaşıyoruz. tinyurl.com/35gdbhz " Bu kadar basit bir açıklamayla bitecek kadar basit işler bunlar aslında...

Tıksırana kadar yazmak istiyorum

Resim
" Yaşı tutmadığı gerekçesiyle bakkaldan alkol satın alamayan ruhsatlı silah sahibi 19 yaşındaki genç, bakkal sahibini vurdu..." Zaytung @ amabelkisadece Her ne kadar bu alıntı yaptığım haber "Zaytung" olsa da içerik oldukça "AKP"

The Porn Project??

Resim
Delinin biri bir taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış misali bir haftadır gündemimiz ne siyaset ne yumurta; The Porn Project! Nedir bu derseniz gündemin baya gerisindesiniz demektir ama ben sizi ezmeden bir özet geçeyim; Bilgi Üniversitesi'nin bir öğrencisi bitirme tezi olarak porno çekmiş, okuldan bir kız oynamış ve bunun için okulun stüdyolarını kullanmış güzel de bir kılıf uydurmuş; akademik özgürlük!