Kayıtlar

Şubat, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sinema: Sektör ve Endüstri

Bugün Sinemaya Giriş dersimize Amerika'da çalışan bir Türk yapımcı katıldı. Oradaki sektörle Türkiye'nin yapısını karşılaştırdık. Aslında durum sandığımız kadar berbat değil onun gözünde. Aksine müthiş bir ilerleme olduğunu düşünüyor Türk sinemasında. Bugün konuşulanları daha çok onun gözünden yazayım dedim ben de.

Türklük Kompleksi

Resim
Türkseniz bir yabancı filmde geçen "İstanbul","Turkey","Turkish" kelimeleri sizin bitanenizdir. Türkseniz bir dünya starının elbisesini bir Türk tasarımcı yapmışsa bu sizin için övünç kaynağıdır. Türkseniz dünyanın umursamadığı dandik bir ünlü bile ülkenize gelse izdiham yaratırsınız. Türkseniz komplekslisinizdir.

Tecavüz ve Erkek Kafası

Resim
İnternetim olmadığı için sadece twitterda döktüydüm içimi. Aslında bu yazıyı da yazmaktan vazgeçmiştim ancak bugün bir tecavüz davası daha gündeme geldi,yazmadan olmazdı. Ne demişti Prof. O.Ç (adının kısaltması adamın sıfatı); Dekolte giyersen tecavüze davetiye çıkarırsın. Yani erkeğin uçkurunu tutamaması değil kadının dekoltesi tecavüzün sebebi. Hemen başladı yorumlar tabi yok neymiş çıplaklık medeniyetse hayvanlar daha medeniymiş,mini etekle mi medeni olunurmuş vs vs... Medeniyet çıplaklıkta değil tabii ki. Ne kadar açarsak o kadar medeniyiz diye bir şey yok elbette ama medeniyet biraz da bunları aşmakta değil mi? Medeniyet dekolteyi tecavüz sebebi görmekte değil,bu kesin.

Fan olmak ve mal olmak arasındaki ince çizgi

Birine hayran olmak şahane bir duygudur. Çok kişinin hayranıyım ben ordan biliyorum. Hayranlık öyle bir sahiplenme hissi yaratır ki insanda kendi ananıza babanıza laf söyleniyormuş gibi hissedersiniz. Takip edersiniz, takdir edersiniz, tartışırsınız,korursunuz kollarsınız falan ama bir yer kadar be arkadaşım. O yerden sonrası fanlık değil mallık oluyor.

"Elde var bir" kadınları

Hepimiz Öyle Bir Geçer Zaman Ki'yi izlerken sinir krizleri geçirdik. Ali hala Cemile üstünde hakkı olduğunu düşünüyor, işine taş koyuyor, duygusal bir yakınlaşmanın ihtimaline bile tahammül edemeyip adam dövüyor falan filan. Hadi Cemile haysiyetli hatun,gururlu hatun da ya gerçek hayattaki örnekler? En basitinden bir Ferdi Tayfur var önümüzde. Hafızalarınıza balık ekmek yedireyim; Ferdi Tayfur başka bir kadınla ilişkisi olduğu ve ondan bir çocuğu olduğu için 40 yıllık eşi Necla Nazır'dan ayrıldı sonra dedik ki herhal bu yeni kadınla şeeetcek am haaayır o gitti ilk ve tek resmi nikahlı eşine döndü. Size pembe bir mutluluk tablosu çizmeyi çok isterdim ama ilk eşi o işin içindeyken tablo maviden çok erkek egosu siyahı oluyor.

Hiç cool değilim

Var ya şu burun kıvırıcı tipler. En basiti "Yaa onu mu izliyorsun/dinliyorsun" derler bir film/dizi/müzisyen için. Onlar bana hep cool gelir. Aslında hepimiz biliyoruz ki onlar da eve gittiklerinde Serdar Ortaç dinliyor MSN'de Ne Dinliyorum'u kapatıp ama coollar işte.. Bense hiiiiç cool değilim.

Sosyal Medya

İnternetin icadından bu güne hep tartışıldı; Bağımlılık yapıyor mu? Asosyalleştiriyor mu? Sosyalleştiriyor mu? Bilgi veriyor mu yani işin özü biz internete ve bilgisayara hep şu soruyla yaklaştık; Ne zikime yarıyor bu. Az önce içinde Samihazinses ve Mayoneziseverim'in de bulunduğu, Sosyal Medya adlı videoyu izledim (Yazının sonunda videoyu bulabilin.) Gene aynı konular tartışılmış. Gelip bana "Yaaa asi_karamelek sen de bir twitter ünlüsü sayılırsın gel seni de çekek" diyen olmadığı için -Lanet olsun!- ben de burdan fikirlerimi paylaşayım dedim.

Yerli Film Yersiz Eleştiriliyor

Resim
Korkuyorum, sinirleniyorum, utanıyorum.. Bir Radyo Sinema Televizyon öğrencisi olarak gelecekteki mesleğimin ne hale geleceğini bugünden görüyorum. Herkes eleştirmen, herkes müneccim, herkes falcı. Herkes geleceği görüyor ki daha vizyona girmeyen filmler hakkında bile yorum yapabiliyor, daha izlemediği filmin ne mal olduğunu anlıyor.

Hayranlarını dava eden star

Resim
Emre Aydın sevgilisiyle yakalanınca demiştim "Şimdi ergen fanları kıza demediğini bırakmayacak" diye. Dediğim gibi de olmuş muhtemelen ki emreaydın kendi forumundan bir mesaj yayınlamış, özeti; "İlişkimle ilgili konuşanı dava ederim." Haklı mı haksız mı?

Olamaz mı? Olabilir.

Resim
Filmle ilgili çok şey yazıldı,çok şey söylendi ve bunların çoğu daha vizyona girmeden yapıldı. "Gidilmeli","Kesin izliycem" yorumlarından ziyade direk filmle alaklı yorumlardı bunlar. " Cesaretin Var Mı Aşka? 'nın çakması" dendi, "Klişe" dendi, "Şahane bir film" dendi,"Mükemmel bir aşk filmi" dendi ve daha niceleri söylendi. Bu eleştirilerin hepsi iyi ya da kötü filmi izlemeden yapılmaması gereken eleştirilerdi.

Köşeleri tutmadan gel

Resim
Defne Joy Foster öldüğünde kardeşimi,ablamı kaybetmiş kadar üzüldüm. Elim blogger'a gitti de yazmadım bir şey. Dünya tatlısı, enerji dolu genç bir anne göçtü gitti hayattan. Üzücü ama bloggera yazacak kadar toparlayamadım cümleleri, belki üzüntüden belki de diyecek bir şey bulamamaktan. Galiba diyecek bir şey bulamamaktan çünkü ben klavyemi Defne'nin bekar evinde ölmesine, alkollü olmasına, uyuşturucu kullandığını iddia edecek kadar insanlık dışı kullanamazdım. Ben ya basit, 150 ziyaretçiyi zar zor aşan blog sitesi sahibi.. Bunun sebebi benim insan olmamdı ama görünen o ki günü en yüksek trajlarla kapatan, sitesi ziyaretçi akınına uğrayan gazete sahibi birinin kalemi buna gitmiş.. deşmiş her şeyi!