Kayıtlar

2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bu da benim site(M)im

Resim
Twitter var ya, herşey naklen yayında. Bu durumdan rahatsız değilim sonuçta görülmesini istediğim kadarı görülüyor ancak ne zaman ki Burak’ta kaldığımı belli eden birşey yazsam ertesi gün bir sitem, bir trip hadisesi. Takip edenlerim Burak durumunu ezberledi artık, ertesi gün ya da o sırada durumu soranlar bile oluyor, “Barıştınız mı?, hala arkadaş mısınız? niye ama yaaa? ne istiyo ki daha” falan baya baya çekiştirme durumumuz da var. Ancak bu gün telefona gelen bir mesajda ben noluyoruz oldum: “Dün gece sayfanda son kalan cümle doğru mu?” bu yollayan şahıs twitter üzerinden değil de burdaki twitter eklentisinden takip ediyor tweetleri. Ne yazıyormuş? Son kalan neymiş: “iradesizlik sigarayı bırakamadığım için bir gün beni kanser yapabilir ama şimdi burak’ı bırakamadığım için aşık yaptı” demişim. İçimden gelmiş demişim hatta hatırlıyorum da o sahneyi de konumuz bu değil buna verilen tepki.

Bensiz mutluysan…

Hani var ya bir Pinhani şarkısı; “Bensiz mutluysan hep öyle kal.” severim ben o sözü, zira içindeki sitemi hissederim. Öyle “Bir tek dileğim var mutlu ol yeter” gibi değildir. Klasik ayrılık tribini yaşayamadım ben yav, ben seni mutlu edemiyorum başka kollarda mutlu ol insanı olamadım ya da benden sonra da mutlu ol insanı olamadım. Bencil değil sencil olamadım :)

Coke’n Music vs Fizy

Resim
Format,hırsız,bozuk mp4 player falan derken şarkı/albüm yüklemelerinden bıkıp internetten müzik dinlemeye geçiş yaptım. Youtube’da aranılan şarkı bir şekilde bulunuyor ama o da sıkıcı. Sonuç itibariyle üyelikli, playlistli, güzel bir müzik dinleme sitesi bulma zamanı geldi. Pek çok böyle site olsa da ben iki siteyi daha çok kullanıyorum; Coke’nMusic ve Fizy . İkisini kullanımı,şusu,busu açısından bi kıyaslayalım bakalım…

“Ben en güzel şarkımı henüz yazmadım”

Resim
Doğru zamanda yazmak,sabrın sonu selamet diye buna derim ben ey okuyucu insanı. Bu yazı geçen hafta yazılmış olsaydı küfür dolu,yerin dibine batıran bir yazı olurdu şimdi daha iyimser bir yazı olacak inşallah :)  Kraliçe 4 yıllık bekleyişi iyi kötü bir albümle bitirdi. Özlemişiz ama özledik diye bağrımıza basacak değiliz tabi. Albüm önce adıyla (bkz: Benim Adım Orhan) sonra kapağı ile tatmin etmedi kimseyi. Eleştiriler daha bunlardan başlamıştı ki albüm güzel gelmedi, beğenilmedi, bu ne ya dedirtti. Kraliçe batmış mıydı? Batırmış mıydı?

2009 raporu: Konserler

Resim
İşte yazmaya can attığım ama yazmaktan da deli gibi kaçtığım yazı :) 2009 içinde o kadar konsere gittik ki unutucaklarım da olacaktır garanti. Tarih falan filan yazamıycam, mekan ve kimle gidildi falan onları hatırlıyorum çok şükür :)Hadi bakalım… Tarih sırasıyla koymaya çalışayım,tam zorlaşsın

Düşünüyorum… Ne kadar sevmiş olabilirim?

İstiklal Caddesi Kadar Anlımdan akan ter sana hiç değmedi Gözümden damlayan yaş denizi bulmadı Bir sokak gördüm rüyalarımda gecelerce, hiç sana çıkmadı Sadece yarım saat tutuştuk el ele, o saat durmadı Düşünüyorum… Ne kadar sevmiş olabilirim? Düşünüyorum… Sen,ben,gece bir yol Başka birşey yok elimde,hafızamda Düşünüyorum… Ne kadar yer etmiş olabilir? İstiklal Caddesi kadar Anları birer birer topladım,sakladım Tarihin ortasında gelecek aradım Hücreme girdin,dokundun hücrelerime Buluttum,damladım Cümleler kaçtı,dağıldı dört bir tarafa Sadece noktayım Düşünüyorum… Ne kadar sevmiş olabilirim? Düşünüyorum… Sen,ben,gece ve bir yol Başka birşey yol elimde,hafızamda Düşünüyorum… Ne kadar yer etmiş olabilir? İstiklal Caddesi kadar

Ben ki sevmekten hiç usanmam

Resim
Bugünün Begüm’le geçeceği belliydi günler öncesinden. Plan başkaydı, sinemaya gidilcekti falan olmadı ama Begüm’le geçti sonuç itibariyle. Gün Begüm’le geçiyorsa konu da az biraz bellidir. Begüm ve ben 3-4 yıllık arkadaşız, özellikle bu sene içinde dost ünvanını da hakkıyla kazanmıştır kendisi, çok sevdiğim bir insan evladıdır yalnız ne enteresandır ki birbirimizden çok farklıyızdır. Bu farklılık özellikle bir mevzuda kendini çok belli eder; Aşk

2009 Raporu: Sinema

Resim
2009′un son günleri, artık raporlara başlamalı… Gittikçe sertleşecek ve kişiselleşecek rapor serisinin ilk ayağı olarak sinemayı seçtim. Bu sene içinde hangi filme,kimle gitmişim,film hakkında ne düşünmüşüm? Ben bile şuan bilmiyorum,yazarken öğrenicem. Not: Mümkün olduğunca kronolojik gitmeye çalışıcam ama mümkün olmazsa üstüme gelmeyin.

Hayatımsın cümlesinde “Gizli Özne” sanmıştım kendimi

Resim
Rahat bir üç yılı var Gizli Özne geçmişimin. Grup Antalya’lı olunca izleme olanağı falan olmamıştı haliyle, Çamur’la ortak konserlerine de gidememiştim falan ama yıl 2009 Gizli Özne her cuma burnumun dibinde program yapmakta, ben yine gidememelerde. Sonunda 1 Aralık tarihinde, Hayal Kahvesi’nde, Gizli Özne sahnede, ben burunlarının dibinde…

Pişman mısın? Bırak sende kalsın!

Hayatımda ilk kez birine “Beni bırakma” dedim, şimdiye kadar aşkından ölsem de gidene dur demişliğim yok çok şükür, bundan kaybettiğimi sanardım hep meğersem gerksizmiş dur demeler, durmuyormuş çünkü gidenler.

Yılmaz’ım bu hayat neşesiz olmuş

Resim
Yılmaz Erdoğan dendi mi akan sular durur bende. VizyonTele yeterken üstüne VizyonTele Tuuba, Organize İşler var, onu geçtim Sen Hiç Ateş Böceği Gördün Mü? var ama bu Neşeli Hayat olmamış be…!

Alright sir! sure I’ll have another one it’s early

Oldum olası varolan bir teorim var (Burcu iyi bilir) bu teori ilişkilerle ilgilidir ancak unisexdir. Kadınları öven, erkekleri aşağılayan birşey değil kesinlikle,her cinsiyetin savunması; Kesinlikle herşeyi tek bir kişide bulamazsınız! Buna gerçekten itiraz edebilecek birşey varsa ona hayal aleminde mutluluklar diliyorum. Ben istediklerimin çok imkansız olmadığı kanaatindeydim şimdiye kadar ancak an itibariyle anlıyorum ki imkansızın ötesiymiş bir kişiden bu kadar şey beklemek! Pes ettim.

Batı Yakası’nda havalar süper :)

Resim
Ankara’ya, Eskişehir’e falan alıştık da bu Çanakkale ne iş böyle? Böyle şahane bir grup mu varmış orda? Aaa iyi ki Rock’n Dark Expres treni var da bulup getiriyorlar İstanbul’a. Dün Batı Yakası konserindeydim efenim, kendileri ile ilgili iki kelam etmek isterim. Batı Yakası ortalığı 4 Gün Önce ile kasıp kavuradursun albümlerindeki her bir şarkı süper. Öncelikle hepinizin aşina olduğu 4 Gün Önce ile başlayalım kritiğimize;

Ayrılık sonrası Kıvıl halleri

Öncelikle itiraf edeyim sudan çıkmış balık gibiyim. Ne yapacağımı, nasıl davrancamı falan daha karar vermiş de değilim, çelişki doluyum. Bir yandan adam gibi bişey yaşadın, bitse de bundan sonra onun altına düşemezsin diyorum, sonra şimdiki halime bakıp bu aşktın ızdırabını biiip diyorum. Alkollüyken kendimi kontrol edemeyip dağıldım, şu alkole bi çeki düzen vereyim diyorum, bir yandan da kendini alkole ver diyorum. Bi yandan yılmadan baskıya devam diyorum, bi yandan beni istemeyeni ben hiç istemem diyorum. Onu geçtim Burak’a nasıl davranacağıma bile daha karar vermiş değilim. Hem hayatımdan çıksın istemiyorum hem de arkadaş olmak istemiyorum. Ya benimsin ya siktirip gidersin diyorum da ne olursa olsun görmeden, haber almadan, konuşmadan da yapamam diyorum. Hadi onu hallettik diyelim Burak’ın yeni bir şeye başlamasından acayip tırsıyorum.

Ayağımı kaydıran albümler I

Resim
Yüxexes’in en sevdiğim bölümlerinden biri x’in ayağını kaydıran albümler bölümüydü hala var mı yok mu onu da bilmem de ben kendi listemi çıkartayım dedim :) Sırasızdır!

Kırılmak için doğru zamanı bekle

Resim
Yine bir How I Met Your Mother konusu; Kalbinizin kırılması için ne kadar beklersiniz? İzleyenler konu ilerledikçe bölümü hatırlayacaklardır ancak alakası olmayanlar da bilmek isterlerse birinci sezonun son bölümünden bahsetmekteyim ben.

Herkessiz

Bazen düşünüyorum, bakıyorum hayatımdaki herkese, hangisi olmasa yapamazdım diye düşünüyorum, kimseyi bulamıyorum. Hayatımdakiler mi çok boş diyorum, hayır hayat çok boş… Zaten yalnız geldiğin hayatı niye biriyle sürdürmeye çalışıyorsun ki? Yalnızsın, dünyada daha büyük bir gerçek de yok üstelik.

Aşk Hiç Biter Mi?

Bitti demekle bitmiyor hiç bir duygu, hele ki aşk? Aşk hiç biter mi? Hala dönüp baktığınız, hatırladığınız yerler hafızanızda, aynı tazelikte?

Din güzel bir şiirdir, Tanrı’yla kul arasında

Resim
Berduş’un lafını dinledik,yenilenme sürecine girdik. Hayırlı uğurlu olsun. Maddeler arasında arz-ı endam eden “Tiyatroya gitme” hadisesi için en uygun etkinlik olarak Ferhan Şensoy’u seçti berduş, 2019 oyununu seyretmek farz oldu gözümde. Oyunu Çağrı’yla birlikte gayet güzel de bir yerde izledik, sevdik, ustaya bir kez daha saygı duyduk. Ferhan Şensoy’un gözünden 2019 pek iç açıcı değildi kaldı ki bizim gözümüzden de gelecek umut verici değildi.

Türkiyede Eğitim; Nasıldır? Nasıl olmalıdır?

Resim
“Öğretmenler! Cumhuriyet sizden fikri hür,irfanı hür,vicdanı hür nesiller ister” Atatürk

Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim

Resim
Avrupa Yakası’nın bitişiyle dizi kültürüm How I Met Your Mother’dan ibaret oldu haliyle. Aşk-ı Memnu merakı da bitince kala kaldım ben de. How I Met Your Mother’ın 4. sezonda girdiği düşüşü hala toparlayamaması, 5. sezona harika bir açılış yapıp vasat seviyesinde seyreden bölümleri giderek sıkmaya başlasa da alışkanlık ve geçmişimizin verdiği saygıyla kendisini hala baş tacımız konumunda tutuyoruz tabii ki ama ’sadık’ izleyici Kıvıl artık How I Met Your Mother’ını aldatıyor :)

Tarihin tozlu sayfalarında bir kadın; Latife Hanım

Resim
Şimdilerde Çankaya’da kıçını yayıp oturan köşk sahibesi zamanında orda kimin yaşadığını bilir mi acaba? Kimin makamında gerici muhabbetler ettiğini, kimin makamını kızının düğünü için işgal ettiğini, kimin makamında türbanı özgürlük olarak nitelendirdiğini bilir mi? Bilmez, bilemez çünkü nasıl ki kocası Atatürk’ün makamını işgal ediyorsa onun karşı çıktığı fikirleri savunmak adına, o da Latife Hanım’ın anılarıyla dolu havayı soluyor her adımında. Onlar Atatürk’ü ne kadar anlayıp sevdi ki karısını anlasın? Mümkün değil. Sadece onlar değil bu ülkedeki hiçe yakın bir kesim anlamaz hatta bilmez bile. Okulda annesi, babası, kardeşi ezberletilir ama onun adı bile geçmez. Oysa ki o Kurtuluş Savaşı’nın ardından gelen en büyük savaşın oluşum simgesiydi, düşman kuvvetleri silahla yenen birliğin düşman fikirlerine karşı sembolüydü ancak ne o dönem yer verildi ona ne de sonra. Oysa herşeyiyle örnekti; Latife Hanım!

Aşk yok mu diyorsun? “Yukarı Bak”

Resim
Facebook aleminin son gözde videosu hem dublajsız ve alt yazılı haliyle ilk sahnelerinin yer aldığı kısmı hem de aynı bölüme Teoman-Mavi Kuş ile Küçük Kız şarkısının montajlandığı versyonuyla UP filminin kareleri. Onlarınki video adının da yansıttığı gibi beşikten mezarar bir aşk hikayesi ydi. Sonunda gittik, aşkı izledik.

Kendinizden birşey bulmamanızı dilediğim bir film; Persepolis

Resim
Bayadır arıyor,merak ediyordum bu filmi ancak ne adını ne yönetmenini bilmeyince bulmak zorlaşıyordu. Tesadüfen bir karesinin fotoğrafını, daha sonra adını ve sonra da filmi buldum, izledim ve bayıldım. Gerçekten hariha olmuş herşeyiyle. Çizim tarzı ve görüntü kalitesi falan bir yana konusu başlı başına bir sinema devrimi. Sanatın her zaman gerçekleri göstermek için kullanılan bir silah olmasını sevmişimdir.

Böyle buyurdu berduş

Resim

Bu iş zor yonca!

Resim
Türkiye hiç bir zaman ‘özgürlüğün ülkesi’ olmaz, olamaz! Bunun sebepleri kesinlikle tarihimizmiş, yok dış ülkelerin bize bakışıymış, yok oynanan oyunlarmış falan hiçbiri değil. Bizim kendimizi öldüren bir huyumuz var malesef; Biz farkı seviyoruz, hem de çok seviyoruz. ‘Farklıyım’ demeyen kimseyi görmüyoruz ancak gel gelelim farklı olana tahammül edemiyoruz.

Kıvıl vs Garfield

Resim
İnsan kendini gider bir romantik komedi karakteriyle,bir tarihi karakterle eşleştirir di mi? Ama bu Garfield aynı ben :) :)

Devler Ligi’ne bayıldım

Resim
Kadınlar için futbol sıkıcı, ilkel ve gereksizdir. Ancak son zamanlarda kadınların da futbola büyük ilgisi dikkat çekiyor. Ben oldum olası severim. Öyle her maçı izlemem falan ama Fenerbahçe’nin önemli maçlarını kaçırmam,derbi ya da kupa maçlarını mutlaka izlerim. Milli maçları da kaçırmıyoruz tabii ki :) Acun özellikle kadınların da izleyebileceği bir lig yaratmış; Show TV’deki Devler Ligi bence Acun’un en iyi işlerinden biri olmuş. Erkeklerin de kadınların da keyifle izleyebilecekleri bir futbol programı var sonunda!

İşin Kıvıl ‘Taraf’ı

Taraf Gazetesi’nin arkasında 20 soruluk bir anket olur,sorular değişmez,cevap verenler değişir falan. Bir gün sıkıntıdan bir arkadaşla oturup kendi cevaplarımızı vermiş,gülmüş,eğlenmiştik

Türkiye’nin ilk USB albümü yolda

110 farklı tarzıyla çıktığı günden beri sevdiğim gruplar arasında yer alır. “Bitti mi?” adlı şarkısıyla çıkış yapan grup yükselişini hiç düşürmedi,kendine has kitlesini genişleterek yoluna devam etti falan filan.. Her neyse. Grup üçüncü albümlerini çıkartmak üzere,albümün adı “Sıfır” ancak bu sefer ilginç bir yolla çıkartıyorlar albümlerini. 3bin USB alan grup albümlerinin tamamını bu USB’lerde satışa sunacak.

“Bu albümle henüz işim bitmedi!”

Resim
Cenk Han Alkaya hayatını rock müziğe adamış bir isim. Hastalığım da malumunuz, Uzun zamandır sıkıldığımız klasik röportajların aksine onu yansıtıcak bir röportaj yapalım dedik. Kendi albümünden müzik piyasasına, gündem konularından resmi sitesine samimi bir röportaj oldu diyebilirim. “Gülmeyi Dene”ten adam; Cenk Han Alkaya

Her şartta en iyisi; Cenk Han Alkaya!

Resim
Kolay değil en son Ağustos’da izlemiş olmak, hele ki aylardan Ekim gelmişse. Hergün konuşsak da dertleşsek de albümü baştan sona 3-4 kere dinlesem de onu canlı izlemenin tadını veremiyor bana hiçbirşey. Konser haberi 8 Ekim’de bizzat Cenk abi tarafından veriliyor, hemen siteye haber veriliyor, heycan basıyor, gün sayılıyor. Konsere kadar afişler, bannerlar yapıyoruz, ben saniye başı etkinliği, klipleri falan paylaşıyorum, Facebook kilit noktasına geliyor :) O günler nasıl geçti anlatamam her takvime baktığımda “Geliyor Kıvıl”, “Az kaldı Kıvıl” diyorum kendi kendime…Herkeslere haber veriyorum bir yandan da, Sinan’ın doğum günü o gün, bana “Birşeyler yapalım” diyor, konsere gidicem gel diyorum. Sinan “Konserine gidicez bir bakalım neymiş” diyor bir iki klibi izliyor o gün akşam geldiğimde Cenk Han hastası olmuştu, virüs gibi bir kere girdi mi çıkmaz kandan, dinlediğinizde o virüse kapılmamanız mümkün değil (Adam gibi müziğe bağışıklığınız varsa orası ayrı). Konserden 1-2 gün önce

Tarihimizdeki “Kelebek Etkisi”

Resim
The Butterfly Effect filmi herşeyden öte teorisiyle izleyenlerin ağzını bir karış açık bırakmış bir filmdi. Teori basit ancak gözardı ettiğimiz bir gerçekten ibaretti; bugün yaşadığın çok basit bir olay yarınını kökten sarsar. Filmin giriş sahnesindeki açıklama çok daha etkileyicidir; “ Bir kelebeğin kanat çırpışı gibi küçük birşey;tüm dünyanın yarısını dolaşacak bir tayfuna neden olabilir… ” düşündüğünüzde bu teorinin hayatın her alanında böyle olduğunu görebilirsiniz. Son bir kaç gündür kafamı kurcalayan bir kaç tarihsel tercihimizde olduğu gibi. Bence tarihimizde “Kelebek Etkisi” yaratan olaylar!

Sadece çiftken keyifli işler

Resim
How I Met Your Mother’ın sürekli değindiği bir konu var efendim; çiftler neyi niye yapar? neler yapmak ister. Kavram şöyledir: Bekar zamanlarda yapan çiftleri gördüğünüzde burun kıvırdığınız ancak çift olduğunuzda yapmaya can attığınız,aslında ziyadesiyle gereksiz ve saçma olan hadiselerdir :) İşte benim yaptıklarım/istediklerim yani “saçma çift işlerim”

Sinemanın kalbi ‘Altın Portakal’da DURUYOR!

Resim
Dünyada olduğu gibi bizde de sinema sektörü ikiye ayrılmış durumda; festival filmleri ve filmler. Festival filmi denildiğinde aklımıza ilk gelen sıkıcı, kasvetli, ağır işleyen filmlerdir ve tabii ki bu filmler gişe başarısından çok aldıkları ödüllerle konuşulur. Bir yandan da festivallerde ödül alamayan ama çok beğenilen, gişe başarısı olan filmler vardır. Bunların çoğu “çerezlik” olarak tabir edeceğimiz eğlencelik filmlerken içlerinde gerçekten çok güzel mesajlar olan, gerek oyunculuk gerek yönetmenlik olarak döktürmüş filmler de yer alır ancak o filmler genelde ödül almazlar.

Yamyam Yazarlık

Ayşe Özyılmazel’in yazısında gördüm bugün bu cümleyi, o da Haşmet Babaoğlu’nun yazısından görmüş hoş Haşmet Babaoğlu da Bodo Kirchoff’un ‘Kum Adam’ romanından görmüş neyse ya niye uzattım ki bu kadar :) Kadınları doğru ve etkileyici anlatıyorsa, kendi hayatında onları ezdiğinin kanıtı sayılmalıdır bu! Bu bir yazarlık becerisinden çok bir tür yamyamlıktır. Belli ki, kadınların acısı ile beslenmiş adamdır! Nasıl yani? Şimdi kadınları bu kadar iyi anlatan onca erkek yazar aslında kadınların acısıyla mı besleniyormuş? Abooo,olay!

I was fine before you walked into my life

Resim
I was fine before you walked into my life sen hayatıma girmeden önce iyiydim Cause you know its over çünkü biliyorsun bitti Before it began başlamadan önce

Haydı Kıvıl savaşa!

Resim
Yaşasın birbirini vurmanın yasal olduğu zararsız savaş ortamı! Yıllardır içimde ukte olan paintball arzum sonunda gerçekleşti iyi ki varsın Kampist!

İyi ki doğdun, iyi ki oldun

Resim
Bugün Begüm'ün eniştesi,annemin damadı,benim herbişeyim Burak'ımın doğum günü :) Lanet olası IMF yüzünden aşkımız sekteye uğrasa da turşucunun ikramı turşu suyu hesabı benim hediyem de bu olsun :)

Yalnız bir gece tuhaf bir eğlence

Resim
Güya bu Cumartesi iki kişiyle buluşacaktım (bkz: Cüneyt, Sinan) ikisi de satınca sap gibi kaldım peki ne oldu bugün (3 Ekim)?

Ayrılık sonrası kadın sığınma evi; Funhouse

Resim
Boşanmış bir kadından beklenecek davranışlar genelde ağlama,zırlama,yas tutma gibi şeylerdir. Erkekse boşanmasını gece striptizcilerle kutlayabilir,bir sorun yoktur. Klişetör hatunum Pink boşanmasının ardından çıkarttığı Funhouse albümüyle bir kilişeyi daha yerle bir etmiş bulunmakta,seviyoruz kendisini. Önce bir ön bilgi verelim Pink ve eski eşi hakkında da şarkıların anlamı güçlensin :) Şimdi Pink'in eşi motorsiklet yarışçısı, şimdi bu yarışçıların yardımcıları yarışın belli yerlerinde bunlara kartlarla yarış hakkında bilgi veriyorlar. Kaçıncı olduklarını, kaçıncı dönüşte olduklarını ya da durumlarıyla ilgili yani artık geçemeyeceksin boşver gibisinden notlar yazıyorlar. Bir yarışta Pink bu kartlarla o zaman sevgilisi olan eski eşine evlenme teklif ediyor ve öyle evleniyorlar :) Şimdi gelelim Funhouse albümüne. Önce klip sırası;

Mahkeme kararıyla kendinize erişim engellenmiştir!

Resim
Canları sıkıldıkça erişim yasaklayan ve her yasağa da aynı kulpları takan (Bkz: Telif hakkı, Atatürk’e hakaret) işgüzar hükümetimizin son yasağı gülme krizine sebebiyet vermekte. Facebook üzerinden en çok oynanan uygulamaların sahibi olan Zynga ‘ya erişim engellenmiş ama hala kulp bulunamamış.

İyi ki varsın Kampist!

İnternetin artık el atmadığı bir alan yok, internet direk birşeye el atmıyor tabi kullanmayı bilen aklı başında insanlar gerekli olan yerleri buluyor. En çok müzik sektöründe etkisini hissettiğimiz, yeni grupları keşfettiğimiz internetin en büyük nimetlerinden biri kesinlikle Kampist . Foça Rock Festivali öncesinde tanıştığım Burak Saral’ın yürüttüğü bu site ve organizasyonları takip etmenizi öneririm zira hayalini kurduğunuz ama ekip arkadaşı, yer ya da cesaret bulamadığınız etkinliklerin içinde bulacaksınız kendinizi geçmişte yaptığı paraşüt eğitimi bu ay içinde yapacağı paintball etkinliği gibi. Bunun yanı sıra hafta sonları için güzel kaçamak kampları da olmakta. Paraşüt eğitimine gitmeyi çok istemiştim ama malesef kaçırmıştım. Paintball etkinliğiniyse kesinlikle kaçırmaya niyetim yok zira yıllardır hayalini kurduğum ama ekibi bir türlü kuramadığım bir hadise. Bunun yanı sıra yakınlarda bir ATV safari ve Buz pateni etkinliği var gene ikisi de yapmayı isteyip de ertelediğim hadi

Koç kadını olmak

Resim
Zor iştir koç kadını olmak bu devirde ve bu ülkede, kendim koçum ordan biliyorum. Koç kadını nasıldır, işte benim gibidir tamamen hani bazı insanlar burçlarının sevdiği özelliğini alır da ötesine karışmaz ya ben de yok öle bişey olumlu olumsuz herşeyimle koç hatunuyum ben :)

Kıvıl’ın cismi mutluluk listesi

Mutluluk hem maneviyatta falan filan tamam ama paranın satın aldığı mutlulukları da es geçmemek lazım; işte cismi mutluluk listem yani mutluluk veren, satın alınabilinir/yapılabilinir şeyler :)

Silahlı ve tehlikeli “Kaçak”lar

Resim
İstanbul FM’den hastası olduğum DJ Büşra ve harika programı Büşra ve Ruj ile başlayan Büşra aşkı, akabinde Büşra’nın o seneki Nokia Supersound yarışmasında büyük ses getiren Ali Seval’le çalışması, ardından Ali Seval’in yarışmanın diğer güçlü adaylarından Övünç ile ortaklığıyla keşfettim Kaçak grubunu. Aylin Aslım’ın verdiği sınırsız destek ve nihayetinde gelen Övünç-Aylin ortaklığı ile Kaçak iyiden iyiye merak uyandırmaya başlamıştı akabinde Aylin Aslım’ın şarkı sözü ile desteklediği Hande Yener ve Ali Seval’in ortak çalışması Ne Rüyası? geldi lakin kuşkusuz iki elemanın da çalıştığı onca kişi arasında benim favori projem Esin İris le yapılan Slolgan Yok çalışması. Ali Seval’in sert rap vokali, arkadaki sert gitar tınıları,Övünç’ün brutal vokalleri,Esin’in gerek klipte gerek vokalde sergilediği hem eleştirici hem de takmayan halleri ise hatunu daha da bir sevilesi kılıyor. Myspace adreslerinde diğer şarkıları da mevcut,bence bir kulak kabartın zira sırayla dinlerseniz sonundaki A

Uzun bir aşk hikayesi; How i met your mother

Resim
Beşinci sezonunun ikinci bölümünü geçtiğimiz Pazartesi günü yayınlayan How I Met Your Mother hakkında bir yazı yazmamak olmaz. Sevdiğim, sevmediğim, kızdığım, hoşlandığım herşeyi yazıp duruyorum onu es geçemem :)

I can cut you into pieces when my heart is broken

Resim
I don’t know if I can yell any louder Bilmiyorum daha yüksek sesli haykırabilir miyim How many times have I kicked you outta here? Kaç kez seni buradan kovaladım? Or said something insulting? Yada hakaret edici bir şey söyledim? I can be so mean when I wanna be Olmak istediğimde çok kaba olabilirim I am capable of really anything Gerçekten pek çok şeye kabiliyetim var I can cut you into pieces Seni parçalara kesebilirim When my heart is Broken Kalbim kırıldığı zaman Please don’t leave me Lütfen beni terk etme Please don’t leave me Lütfen beni terk etme I always say how I don’t need you Hep sana nasıl da ihtiyacım olmadığını söylerim But it’s always gonna come right back to this Fakat mesele hep doğru buna geri dönecek Please, don’t leave me Lütfen, beni terk etme How did I become so obnoxious? Nasıl

Adı “Kolpa” kendisi on numara

Resim
Gözde’nin doğumgünü vesilesi ile saat 4 gibi gittiğim kasette her zamanki tayfa; Begüm, Can, Ozan, Cem, Gözde, Çağrı, extradan Merve ve arkadaşı Emre, akabinde Miraç,İnanç,Serhat. Benim kadrom budur arkadaş ( Hale’m de olsa fena mı olurdu sanki?)

Bitti… Zor oldu ama bitti

Bazen ne yaparsan yap olmuyor bazen… Unutamıyor, sevmeye devam ediyorsun herşeye rağmen ama bir anda bitiveriyor içindeki herşey,unutuyorsun aniden,unutmam lazım dediğin yasağını,birden.

“Bir Münevveri mi unutamadınız?”

Resim
Hep yazıp yazıp sildim şu Münevver davasını. İki gün sonra yakalanır yazdığımla kalırım dedim de o iki günler kaçla çarpıldıysa artık 200 gün oldu ama sonunda Cem Garipoğlu yakalandı falan filan. Davanın seyrinden çok halkın tepkileri ilginç geldi bana. Kimisi davayı çok küçümsedi; hergün cinayetler işleniyor niye abartıyorsunuz dedi, kimisi de namus meselesi yapıp baş tacı etti.Peki dava gerçekten küçümsenecek bir dava mıydı?

Ah bu şarkıların gözü kör olsun

Resim
Öyle dudak büküp hor gözle bakma,bırak küçük dağlar yerinde dursun Çoktan unuturdum ben seni çoktan ah bu şarkıların gözü kör olsun Güzelsen güzelsin yok mu benzerin? Goncadır ilk hali bütün güllerin Aklımda kalmazdı yüzün,ellerin ah bu şarkıların gözü kör olsun Sonunda tuz bastım gönül yarama,nice dağlar koydum nice arama Seni terkedipde gitmek var ama ah bu şarkıların gözü kör olsun Şarkıyı dinlemek için; Teoman En Güzel Hikayem gibi ancak tehlikeli bir şarkıdır bu çünkü Şebnem Ferah tarafındaysanız etkili olur ama dinlerken Teoman tarafına kayarsanız depresif mod on olur kalırsınız mal gibi (Ben Şebo’dan yanayım :) )

Nostajik Kıvıl Halleri

Ne Issız Adam ne de babamın meyhane modu şarkıları sokabildi beni bu havaya. İki gündür Karaböcek kardeşler senin,Emel Sayın benim geziniyorum. NMK hatırası,üstüme bir nostaji havası. Ne son gün gece sahilde dinlediğim Dilek Taşı düşüyor dilimden ne de Yağmur. Hal böyle olunca,araya da Nil Burak,Semiramis Pekkan falan karışınca nostaji kaçınılmaz oluyor haliyle. Sizden neyimi saklamışım ki listemi saklıycam :) Buyrun playlistim. Tuhaf bir şekilde çok sevmeme rağmen ne Tanju Okan var listede ne de Zeki Müren. Tamamen bayanlardan oluşan bir playlist oluşturdum,sebebini bilmiyorum ama feminist anlamlar yüklemeyin lütfen :) Son dönemler zaten Issız Adam sağolsun herkes bir eskilere kaydı, Göksel de albüm yaptı hem de aynı kayıt tekniğini kullanarak ama ne yalan söyleyeyim orjinalinin tadını vermiyor malesef. Göksel’den falan değil,aynı kişiler şimdi söylesin gene vermeyecek o havayı biliyorum. Peki bu şarkıları bu kadar sevme nedenimiz ne? O dönemin şarkılarının her biri unutulmaz

İnanmaya halim kalmadı diye bitti

Resim

Hayata sansür!

Resim
15 gün ortadan kayboldum gene ortalık karışmış canım,sizi de boş bırakmaya gelmiyor valla. Myspace’de bir fotoğrafa bakmak için giriyor olmasam belki de hala bihaber olacaktım olaydan; Myspace ve Last fm kapatılmış hem de biz Youtube’un açılma kararını beklerken.

Matematik bahane ortam şahane :)

Resim
Matematik hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı benim için onu yekten söylemek isterim. Nesin Matematik Köyü'nde problemin sonucu değil sonuca nasıl vardığın önemliydi, dersler eğlenceliydi ama herşeyden önemlisi biz çok eğlenceliydik.

Hile,şans,zeka,kader

Resim
Film izlemekte geç kalmam artık efsane (Son Durak’ı çıktığı gün izledim ona sayın :) ) Dünyayı kasıp kavuran bu filmi nasıl bu kadar geç izledim? Onu da geçtim bu kadar güzel bir filmi nasıl bu kadar geç izledim? Allah beni kahretsin o zaman :)

Amatör ruh,profesyönel iş

Resim
Pop ve rap camiası starlarını ucuz televizyon showlarında arayadursun bizim rock tayfası kaliteli yarışmalarla adlarını duyurmaya çalışıyor. Rock’n Dark Express, Roxy Müzik Günleri, Nokia Supersound piyasaya önemli isimler kazandıran yarışmalardan sadece birkaçı.

Kamerası olan film çekmiş

Resim
Yeni dönem tam 50 yerli film gösterime girecekmiş. Bunların içinde merakla beklenen işler olduğu kadar muhtemelen sadece ödül alırsa adını duyacağımız yapımlar da olacak. Kimisine göre bu iş zenginlik,kimisine göre intihar,bana sorarsanız gerzeklik. Türkiye’de ne 50 filme yetişecek ekip var ne oyuncu ne yönetmen. Eline kamerayı alan film çekmiş anlaşılan. İşte dikkat çekenler;

Yine gidiyorum

Resim
İzmir’e bir giden aşık olur,bir daha vazgeçemez derler. Foça Rock Tatili için gittiğim İzmir’e gene gidiyorum ama aşkımdan falan değil :) Aziz Nesin vasiyeti Matematik Köyü’ne gidiyorum,15 gün yokum. Bütün okul hayatım boyunca kabus olan, 2-3 ders bile dayanamadığım matematiğe 15 gün nasıl dayanıcam? Meçhul! Prof. Ali Nesin’in ve Şirince’nin havasıyla belki ben de havaya girerim de şu lanet ettiğim matematiğin aslında süper birşey olduğunu kavrarım (Belki!) Aslında benim derdim matematik değil,belki kendisine aşık da olabilirdim annemin olduğu gibi ama aşkımıza maniler var; hocalar ve eğitim sistemi gibi. Matematik Köyü Şirince’nin de 1 km uzağında, Nesin Vakfı’na ait bir arazide kurulmuş, bildiğin dağ başı bir yermiş, 55 dönümlük ve 30 dönüm zeytinliği olan,sessiz,sakin bir yermiş. Temiz hava falan belki deniz meniz,televizyon ya da müzik yayını yok. İşin içine matematik girmesi bana yeterince kötü geliyor hiçbirşey bunu şuan güzelleştiremez :) Her neyse laptobum ve ben s

Ölüm burnunuzun dibinde

Resim
3D teknolojisi yavaş yavaş yayılmaya başladı sinemalarda. Daha önce Sevgililer Günü Katliamı da 3D formatında izleyicilere sunuldu ancak ben sinemada izlemedim ancak dün Son Durak 4′ü yerimizden fırlayacak,kaçacak kadar zevkli izledik.

Büyüdük; “Büyü artık” derlerken

Bugün garip bir gün geçirdim Burcu'yla. Önce bilmeyenler için Burcu'yu anlatayım ki hikayenin manası olsun :) Bundan 5 yıl önce benim liseye(Tuncay Azaphan Anadolu İletişim Meslek Lisesi) başladığım gün mülakattan tanıştığım Billur ile daha sınıflar belli olmadığı için tesadüfen girip oturduğumuz bir sınıfta önümde oturan iki kızdan biriydi Burcu,diğeri de Nalan. Soğuk bir havası vardı. Nalan dönüp dönüp bizle konuşur, o bakmazdı işte öyle arada göz ucuyla. Sıkıntıdan sırayı karalamaya başladım ben de,nasılsa tahta değil silinir cesaretiyle. Başladım doldurmaya; Teoman,Vega,Şebnem Ferah... yazıları görür görmez boynuma atladı manyak :) O günden beri kardeşim işte kendisi.

Tek rakibim Bülent Ersoy

Resim
Bülent Ersoy’un asaleti(!) malumunuz, kendisi yüksek makamda, Tanrı elçisi, biz ölümlülerin ulaşamayacağı bir varlık. 3 kere yaşanan THY skandalı da bunun en büyük kanıtıdır herhalde.

Yaşasın (=

Ben alkolün bünyeye yararlı olduğunu düşünenlerdenim. Sağlık malık kısmına karışmam ama alkolün vücuttaki mikropları öldürdüğünü düşünüyorum. Mikrop dediysem şu reklamlardaki yeşil canavarlar değil, dert mert işte. Şarap zaten içilmesi tavsiye edilen bir içki. Babam bana küçükken kan yapsın diye içirirmiş mesela. Bugün gördüğüm haberde biranın da kadınlara yararlı olduğu ortaya konmuş,osteoporoz riskini azaltıyormuş ancak bu alkolden değil biranın içindeki bir maddeden dolayıymış. Osteoporoz nedir önce ona bakalım; kadınlarda görülen bir kemik kaybı hastalığıymış. Kemik erimesi ve meme kanserinden sonra en sık görülen hastalıkmış aynı zamanda. Biranın bu hastalığa iyi gelmesi de bir çelişki çünkü fazla alkol tüketimi de hastalığı tetikleyen sebeplerden. Şimdi her alkollü içki doğal olduğundan dolayı bir takım yararları var hepsinin ayrı ayrı. Habere göre günde bir bardak bira koruyor, günde bir kadeh şarap içilmesi yıllardır söylenen birşey zaten. Yani haftada bir bokunu çıkaraca

Beni yemek isteyen bir adam arıyorum

Resim
Hatun milletini anlamıyorum kardeşim, hem de kendim hatun olduğum halde. Bu dizi/film karakterlerine olan saplantılarına bir derece alışmışken, bu karakterler gibi sevgili arayışını yeni yeni kabullenmişken bu Edward çılgınlığını aklım almıyor.

Sevilecek kız nasıl olmalı(ymış)?

Mallar listesini açıklamış; sevilmek için bunlar gerekiyormuş.

“Eşcinsel değil feminenim”

Resim
Hayallerim yıkıldı ey okur. Bunca yıl “İbne lan bu” dediğimiz Kuşum Aydın meğersenem sadece feminenmiş. Yıllardır sabah programlarıyla bacımız olan Aydın’ın bu açıklamasına en çok izleyici teyzeler üzülmüştür herhalde. Hatırlıyorum da benim babaannem de çok severdi Aydın’ı, severdi de “kızım” diye severdi :) Kendisi zaten matrak bir hatundu hey gidi günler.

Müziğin kadar adamsın

Resim
Bayılıyorum şu bilmem ne üniversitesinin yaptığı araştırma sonuçlarına. Her gün gazetelerde mutlaka böyle bir haber vardır. “Bilmem kaç bin kişi üzerinden yapılan araştırma sonucunda bilmem neyin bilmem ne olduğu ortaya çıktı” gibi :)

Bu filmden sonra hala Kemalist olan var mı?

Resim
Çıktığı dönem olay yaratan,hakkında suç duyuruları açılan,dindar kesim tarafından sahiplenilen ve bir karalama kampanyası olduğu söylenilen olay film Mustafa ‘yı çıkışından 10 ay sonra izleyebildim ancak. Can Dündar nasıl bir iş yapmış? Nasıl bir film olmuş? Bu kadar eleştirilecek ne varmış? Neler anlatılmış? Söylenenler doğru muymuş? Eleştirenler haklı mıymış? Filmi bu kadar merak etme ve izleme sebebim tamamen bu soruların cevaplarını bulmaktı. Boşuna dememişler reklamın iyisi kötüsü olmaz diye. Zaten sinemaya giden,DVDsini ya da CDsini alan,indiren hemen herkes yapılan eleştirilerden dolayı bu filmi merak etti konusundan öte.

Beni sevseydin bırakmazdın!

Resim
En klişe sahnelerden biridir; herif gider,sonra gelir. O arada hatun kendine bir hayat kurmuştur ama onun dünyadaki tek görevi herifi beklemektir,başka bir hayatı olamaz.