Sosyal Medya

İnternetin icadından bu güne hep tartışıldı; Bağımlılık yapıyor mu? Asosyalleştiriyor mu? Sosyalleştiriyor mu? Bilgi veriyor mu yani işin özü biz internete ve bilgisayara hep şu soruyla yaklaştık; Ne zikime yarıyor bu.
Az önce içinde Samihazinses ve Mayoneziseverim'in de bulunduğu, Sosyal Medya adlı videoyu izledim (Yazının sonunda videoyu bulabilin.) Gene aynı konular tartışılmış. Gelip bana "Yaaa asi_karamelek sen de bir twitter ünlüsü sayılırsın gel seni de çekek" diyen olmadığı için -Lanet olsun!- ben de burdan fikirlerimi paylaşayım dedim.

Sosyal medyanın size ne vereceği sizin ondan ne istediğinize bağlı. Klasik "Karı kız tavlayayım/koca bulayım" tribindeyseniz en fazla aşk mesajları atar yalnızlıkdan götünüzün tutuştuğunu alt mesaj olarak verirsiniz elbette ki sizin gibi biri bunu okur mesajlaşırsınız,sevişirsiniz falan. Al işte sosyalleştin.

Bunun yanı sıra derseniz ki bana "Senin amacın ne aga?" ben de bilmiyorum. Yani oturuş şu an elimde kurumasını beklediğim ojeler ve kurutulmayı bekleyen saçlarla bunları yazıyorsam benim amacım muhtemelen derdini anlatmaktır. Hee yok mu benim derdimi dinleyecek kimse? Bu kadar yalnız mıyım ben? Hayır,var çok şükür ancak şimdi ben MSN'i açıp birini bulup "yaa şöyle video izledim bence böyle böyle" dersem o kişi beni engeller,siler.

Sosyal medya siteleri arasında en sık kullandğım Twitter ve Blogspot. Facebook artık benim için sadece fotoğraf albümü ve oyun sitesi arada da komik videolar. Yeni yeni Foursquare 'e de başladım ki işin "sosyalleşme" kanıtı bence bu site.

Foursquare'ın temel mantığı o sırada nerede olduğunu yazmak. Hani yapıyoruz ya Facebook ve ya Twitter'dan @uçak falan diye işte onun daha gelişmişi. @uçak yazmıyon da Atatürk Hava Limanı yazıyon mesela, yerler daha önceden açılmış ve çoğu mekanın resmi sayfası. Eee ne işe yarıyor derseniz; rozet yazanıyorsunuz. Yani bu bir nevi oyun. Göz koyduğum bir iki rozet var ve bunları almam için site tabiri ile check-in olmam lazım uygun yerlerde. Sırf bu yüzden gezmeye tozmaya başladım valla :)

"Sosyal Medya siteleri asosyalleştirir mi?" sorusu mobil sitelerden ve cepte internetin olmadığı dönemlerde geçerli olmuştu. Artık bence tarihi doldu ve küflendi bu soru. Çünkü artık kullanıcılar tweet atmak için evlerinde oturmuyorlar, hali hazırda gittikleri yerlerden atıyorlar.Bunun yanı sıra en basit örnek - herhalde bizim tayfa arasındaki MSN vari Tweetlerdir.- Sen sıkıldım yazıyorsun, arkadaşın katılıyor, o bu şu derken bir bakmışsınız barda içiyorsunuz :)

Twitter,Facebook artık sadece yediğim içtiğim yerler olmaktan çıktı bir nevi iletişim platformu oldu. Sorduğunuz her soruya bilen biri cevap veriyor, yardım gerektiğinde herkes elinden geleni yapıyor vs.

Benim twitter sayfama baktığınızda genelde mentionlar doludur,arada foursquare gönderileri,yediğim içtiğim,bir iki tespit ya da aforizma-bu benim sayfamda çok azdır-,twitter gündemine yorumlar vs vs vs.

Evet evet twitter gündemi diye bir şey var. Öyle ki gazetelerin baskısını,haber saatini beklemeden her olaydan şaak diye o saniyede haberin oluyor. Öyle ki ben artık hiç bir gazete ve haber sitesini "haber almak" amaçlı kullanmıyorum. Haber ayrıntıları için şöyle bir göz gezdiriyorum. Sadece haberdar olmuyorsunuz bir de aynı konu üzerindeki binlerce farklı görüşü okuyabiliyorsunuz. Aynı zamanda Mısır Devrimi'ni yerinden bildiren hesaplar mevcut mesela.

Tüm bunların yanı sıra yalnızsınız,dertlendiniz ve karşınızda sizi susmadan dinleyecek,sadece dinleyecek kimse yok açıyorsunuz herhangi bir sosyal medya sitesini ve döküm döküm dökülüyorsunuz. Ayrıca ne demişler? "Söz uçar yazı kalır" ben hala arada dönüp geçen sene bugünlerde ne yazmışım diye bakan biriyim :)

Twitter'ın eksiği herhangi bir tarihe dönüş yapamamanız. Statüsü miniblog ama iki gün önceye dönerken bile cılkınız çıkıyor. Blogger gibi sitelerde var olan takvimle dönüşler yapabilir,bir nevi günlük olarak kullanabilirsiniz.

Günlük dedim de; yılbaşında günlük tutmaya heveslenmiştim -klasik!- aldım da bir günlükvari bir şey -kuzenim verdi- başladım da gereksiz geldi bi anda. Twitter ve blogger sağolsun zaten günlük tutuyormuşum ben. Twitter'ın bahsettiğim eksikliğini de Foursquare'dan giderebiliyorum. History özlliği sayesinde hangi gün saat kaçta neredeydim,kiminleydim döküyor önüme.

Günlük sonuçta kişisel bir şey ama günlüğe yazıp da oraya yazamayacağım çok az şey var bu da bizi "Özel hayat ihali/teşhiri" konusuna götürüyor. Ya benim çok özel bir hayatım yok ya bunu diyenler gizem havası yaratıyor. Gittiğim bardaki fotoğraflarımı,okuldaki eblekliklerimi vs hep koyarım Facebook'a, gittiğim anda check-in olurum Foursquare'da ve ne yapsam yazarım Twitter'a. Şimdiye kadar da çok özel hayata girici bir durum olmadı sonuçta ne yapacaktım sevişirken videoya çekip Youtube'a mı koyacaktım? Özelin özeli bende ama özelin geneli her yerde. Gittiğim yeri yazınca sanki 1000 kişi kapının önünde sıra olup beni mi bekleyecek?

Eşref felaket sinirleniyordu başlarda,hem kendimi hem onu yazmama. Kavga ettiğimizde yazıyordum kavga dövüş, çiçek getirdiğinde yazıyordum aferin. Yani "Herkesin bilmesine gerek yok" dediği şeyler genelde onun eksi halleriydi. Bense kendimin bile eksi hallerini gocunmadan etmeden yazıyorum maşallah. Bu eksi haller konusunda favorim Pucca'dır tabii ki :) Kompleks falan yok attırıyo hatun.

Neeyse efenim sosyal medya gevezeliğine yakalanmadan -ki yakalandım çoktan- tadında bırakayım yazıyı. İşin özü; Sosyal Medya asosyalleştirmez,sosyalleştirir.

Not: Sevgilisi için proil kapatan hatta öteye geçip ortak profil açan dagalak sevgililer için geçen gün Twitter'dan gördüğüm ancak sahibini şu an hatırlayamadığım tweeti aklımda kaldığınca paylaşıyorum; "Sevgilisiyle facebook'da ortak profil açanların verdiği mesaj 'ikimizi toplasan bir adam etmez'dir."

Not2: yazının başında bahsettiğim video naa burda.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Güçlü Kadın Şarkıları