Yalnız Yürümeyeceksin Ama Seni Anlamamız Zaman Alacak

YalnızYürümeyeceksin.Com'u daha önce duymuş muydunuz? Benim kendileriyle tanışmam yaklaşık bir yıl öncesine dayanıyor. Kendileri baskıyla başörtüsü altına giren kadınların hikayelerini anlattıkları bir dayanışma platformu. Bir kısmı kendilerine yük olan başörtülerinden kurtulmuş, bir kısmı henüz bu cesareti toplayamamış, bir kısmı ise hala mücadelesinin içinde. Hepsi birbirinden farklı kadınlar tarafından yazılan yüzlerce deneyim yazısı var.



Öncelikle konu ne olursa olsun, kendisini bir şekilde farklı ve öteki hisseden her insan için benzer platformların olması bu kişilerin psikolojisi için en sağlıklı yol çünkü farklı olmak aynı zamanda senden başka birilerinin daha olduğunu bilene kadar kendini yalnız, kusurlu, hatalı olarak görmek demektir. O yüzden  bu deneyimi paylaşacak birilerinin olduğunu bilmeleri psikolojik olarak rahatlamaları açısından çok önemli. Pek çok yazıda da bu siteyi keşfedene kadar tek olduklarını sandıklarını okudum. Bu yüzden adı çok daha anlamlı.

Hayatında böyle bir deneyimi hiç olmayan kadınlar ise (Benim gibi) sitede bambaşka bir tecrübe ile karşılaşıyorlar. Hele ki dinle aranızda sağlam bir mesafe hatta nefrete yakın bir ilişki varsa sitede geçirdiğiniz zaman biraz da kendinizi sorguladığınız anlara dönüşüyor. Hayatımda biliçli olarak direkt bir rahatsızlık verdiğimi sanmıyorum ama biliçsiz olarak, tepkisel olarak, bakışımla vs. bunu yapmamışımdır da diyemem. Bu yüzden sitede okuduklarımdan sonra acaba birinin gününü bilmeden mahfetmiş olabilir miyim? diye düşündüm. Başörtüsü ile ilk ilişkim 12-13 yaşlarında mahalleden bir arkadaşımla başladı ve bence bu tanışma beni daha sonraki yıllarda bir başörtüsü yobazı olmaktan kurtardı. (Yine de hiç rahatsızlık vermemişimdir diyemem, böyle bir an hatırlamasam da.) Beraber sokakta oynadığımız kız arkadaşımız ailesinden adet görmeye başladığını saklıyordu. Bizden gizli gizli ped alıyordu, bizim evlerimizide değiştiriyordu, saklamak için elinden geleni yapıyordu çünkü adet görmeye başladığı anda başını örteceklerini çok iyi biliyordu. Yaklaşık 1 yıl kadar da başarıyla sakladı ancak sonra ne olduğunu bilmiyorum bir gün gördüğümde artık başı kapalıydı. Bir başka deneyimim ise ilkokul sınıf arkadaşımı lise 1 zamanlarında yolda görmemdi. Kendisi İmam Hatip'e yazılmıştı, ikimiz de okullarımıza giderken yolda karşılaşmıştık. O zaman bunun kendi tercihi olduğunu sanacak kadar maldım ve neden seçtiğini sordum. Muhtemelen gününü mahfettiğim ilk başörtülü kız oydu.
Hayatımda hiçbir zaman alkollü bir mekanda başörtülü gördüğünde şaşıran birisi olmadım ya da internet aleminin çok sevdiği parkta sevgilisiyle takılan başörtülü kız linçlerine karışmadım. "Bu nasıl başörtülü" diye paylaşılan makyajlı ya da dekolteli fotoğrafların oltasına gelmedim çünkü kafamda iki şey çok net oturmuştu. Birincisi her başörtüsü takan bunu kendi tercihiyle yapmıyordu ve zorla girdiği kalıba uygun davranmasını beklemek çok büyük haksızlıktı. İkincisi ise kendi isteğiyle başörtüsü takıyor olsa bile bu kimseye neye, ne kadar ya da nasıl inanacağına karışma hakkı vermez. Hem kendi isteğiyle başörtüsü içinde olup hem de alkol alabilir. Kendisi böyle bir inanç sistemi kurmuşsa bu kimseyi, hiç ilgilendirmez.

Bu kadarı bana sosyal hayatımda gayet yeterli gelirken girdiğim Yalnız Yürümeyeceksin evreni işi benim açımdan çok daha farklı bir noktaya taşıdı. Sonuçta başörtlü biriyle arkadaş olsanız dahil sorabileceğiniz şeyler fazla özel olmamalı, o kendisini ne kadar açmak isterse duygularını ancak o kadar bilebilirsiniz. Yalnız Yürümeyeceksin'de ise bütün duygular, yaşananlar, ilişkiler apaçık önünüze dökülüyor.

Her ne kadar ikisi birbirinden tamamen zıt dursa da bana hissettirdikleri aynı olan iki grup var; Başörtüsünü çıkarmak isteyen kadınlar ve ailesine açılan LGBT çocuklar. Her iki grubun yaşadıklarını okuduğumda ailelerinden nefret ediyorum. Dayak, işkence, psikolojik şiddet, reddetme, aşağılama, hakaret, küçük düşürme... İki grubun da aileleri yobazlığına göre dozajını arttırarak bu ikisini uyguluyor. Sırf oldukları kişi olmaktan vazgeçip kendi istedikleri kişiler olsunlar diye. Bunu yapanlar da öve öve bitiremediğimiz, kutsamaktan kendimizi alamadığımız, toplumun temel taşı aileleri. Yani bir anne babanın çocuğundan vazgeçme eşiği giyeceği kıyafete kadar düşebiliyor. Çocukluklarından itibaren kapanacakları güne hazırlanan, çocukluğunu yaşayamayan, daha sokakta seksek oynarken cinsel obje olarak görünen ve bununla yaşamak zorunda kalan kadınların bu işkenceyi bir de aile içinde görmesi çok büyük travma. Çoğu hala anne ve babasının onu tekrar seveceği günün hayalini kuruyor, onlarla empati kurmaya çalışıyor, bazısı hiç istemediği halde sırf onları kaybetmemek için başörtüsünü çıkartmıyor ve bir yalanı yaşamaya devam ediyor. Bir kısmı ikili bir hayat sürüyor ve bu onları daha da yoruyor.

İşin bence en üzücü kısmı ise ben iki arkadaşımın başörtüsü deneyimine şahit olmasaydım bu sitede yazılanları okuyana kadar başörtülü kadınlara çok daha nefret dolu bakabilirdim. İnternetteki popüler başörtüsü linçlerinden pek çok kadının böyle baktığını görüyorum, onlardan biri olmam çok da uzak bir ihtimal değildi hele ki dinle olan ilişkime ve güncel siyasi havaya bakınca. Hala rock konserlerinde başörtülü bir kadın görünce insanlar şaşırıyor, başörtülü bir kadının oy tercihi onun hiçbir fikrini dinlemeden tahmin ediliyor hatta emin olunuyor, hala başörtülü bir kadının erkek arkadaşıyla sokakta öpüşmesi ya da el ele tutuşması büyük olay, hala alkollü bir mekanda başörtülüler tuhaf bakışlar eşliğinde birasını içiyor, hala başörtülü kadınların makyajı yadırganıyor. Hepsini kör cahil görüyoruz. Gezegen bile keşfetmiş olsalar başörtüsü bu başarısının önüne geçebiliyor. Biliminsanı olabileceklerine inanmıyoruz, doktor olabileceklerine inanmıyoruz. Bütün kadınlar için varolan zorluklar bir yana bir de kendi hemcinslerimize ekstra zorluklar yüklüyoruz. Başörtülü kadınların da başka kadınlar için önyargıları olduğundan adım gibi eminim çünkü onlar da kendi çevresinin önyargılarıyla yetişti. Maalesef kadınlar olarak birbirimizi anlayabilmemiz için özel bir çaba sarf etmemiz, bir bilinçlenme sürecinden geçmemiz gerekiyor.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Güçlü Kadın Şarkıları