Akit, Eşcinsellik ve Netflix



Güne Akit'in Netflix'i hedefe alan homofobisi ile uyandım. Ne Akit'in homofobikliği beni şaşırttı ne de bu nefretini ortaya bambaşka bir şey koyarak kusması. Haberlerde kendi cümleleri ile şöyle buyurmuşlar; "Türkiye’de de yüzbinlerce üyesi olan dijital TV platformu Netflix eşcinsel sapkınlığın propagandasını yapıyor. Grace and Frankie, Orange Is The New Black, El Chapo ve daha birçok dizi ile çizgi filmlerde bile sapkın ilişkiler gençlere empoze edilmeye çalışılıyor." Peki bu "sapkınlık propagandası" iddiası ne kadar doğru?


Netflix kurdu ve gününün çoğunu Netflix yapımlarında geçiren biri olarak orijinal yapımlarında dikkatimi çeken şeylerden biri her orijinal Netflix yapımının içinde, eşcinselliğin dışında da sabit bir kaç öğe olduğu. Bunlardan birisi ırklar arası ilişki. Bunun başka bir adı var mıdır bilmiyorum ama dünyanın pek çok yerinde yüzyıllarca siyahilerin ve beyazların ilişki yaşaması yasaktı. Irklar arası ilişki dediğim şey de bu, dediğim gibi başka bir adı varsa bilmiyorum çünkü bu ilişki türü Türkiye'yi çok etkileyen bir olay değil ancak hala günümüzde bile çok hoş karşılanmayan bir durum. Yasal olarak çok önceden ortadan kalksa bile sosyal olarak hala dünyanın pek çok yerinde varlığını sürdüren bir tabu, tıpkı eşcinsellik ya da transeksüellik gibi. Netflix yapımlarında öne çıkan bir başka toplumsal tabu olgusu da cinsiyet eşitliği. Bunu hem güçlü kadınların hikayelerini anlatarak hem de günlük yaşam sahnelerinde ev işi yapan erkekler gösterdiğinde görebiliyoruz. Belgeselleri arasında da feminizm kendisine iyi bir yer edinmiş durumda.

 Yani genel olarak baktığımızda Netflix yapımlarının eşcinsellik (genel olarak LGBT diyebiliriz), ırklar arası ilişki ve cinsiyet eşitliğinde sağlam bir duruşu olduğu kesin yani Akit'in bu tespiti yanlış değil. Burada esas tartışmamız gereken bunlar "sapkınlık" mı? Akit'in duruşu, felsefesi, dünya görüşü hepimizin malumu, bunu bir sapkınlık propagandası olarak görmemesi imkansız, çok tahmin edilebilinir, düz bir düşünce yapısı var zaten yani bu kimse için bir sürpriz çıkış değil.

 İşin "propaganda yapıyorlar" diye yaygara kopartılan kısmında ise işler biraz daha tuhaflaşıyor. Ya Akit ve benzeri düşüncedeki insanlar yıl 2019 olduğu halde hala LGBT'liğin özenilerek, tercih edilerek olunduğunu zanneden cahil sürüsü ya da daha kötüsü LGBT'den nefret etmeyen bir heteroseksüel gençlikten korkuyorlar. Homofobi/Transfobi azaldığında (hatta mümkünse bittiğinde) neler olacağı en çok homofobikleri korkutur. Düşünsenize homofobi/transfobi kırıntısı bile olmasa kim eşcinsel evliliklerin anormal olduğunu ve aile yapısını bozacağını iddia edebilir? Ya da hangi transeksüel birey cinsiyet kimliği ile iş gücü arasında seçim yapmak zorunda kalabilir? Homofobi her zaman çoğunluk olmak zorunda ve önlerinde LGBT bireylerden daha çok nefret ettikleri bir grup var; LGBT dostu heteroseksüeller.

Bundan bir kaç yıl öncesine kadar LGBT dostu olan heteroseksüeller ya gizli eşcinsellikle ya gizli homofobiklikle suçlanırdı yani aslında desteklemediği halde, sırf "moda" olduğu için destekliyor gibi görünmekle itham edilirdi ki bu hala devam ediyor, ara ara duymuyor değilim desteğin "moda" olduğunu. Yıllar içindeyse neyin ne olduğunu bilen heteroseksüel grup tarafından önce pasif sonra aktif bir destek süreci başladı. Buradaki aktif desteğin amacı da iş sayısal verilere geldiğinde LGBT'lerin sayısal üstünlüğünü sağlamaktı. Yürüyüşlere katılmak ya da Onur Haftası'nda postlarla varlıklarını daha görünür kılmak homofobiklerin elindeki sayısal üstünlüğe büyük darbe.

Temelde Akit ve benzeri toplulukların amacı eşcinseller değil, eşcinsellerden nefret eden nesiller. Kullandıkları dil de sadece bu amaca hizmet ediyor. Bunları sapkınlık, lanetlenmiş topluluk olarak göstermek eşcinseller kabuğuna çekilsin diye değil, desteklenmesin diye. Peki bir online izleme platformu halkın görüşünü değiştirebilir mi? Kesinlikle evet. Sevdiğiniz bir dizideki sevdiğiniz bir karakterin eşcinsel olması, eşcinsel olduğu için haksızlığa ve zorbalığa uğraması sizin görüşünüzü değiştirir. Salt nefretle büyüdüğünüz ve hiçbir şekilde hakkında bilgi sahibi olmadığınız bir grubu yakından tanımak, hissettiklerine ve yaşadıklarına şahit olmak nefretinizi körertir. Yine bir Netflix orijinal yapımı olan Queer Eye beş eşcinselden oluşan bir ekibin birinin hayatını değiştirmesi üzerine kurgulanmış bir seri. Bu serinin her bölümünde ekip başka birinin hayatına odaklanıyor. Genelde heteroseksüel erkekler konuk alınsa da programda bir siyahi lezbiyen ve bir voltrans erkek konuk oldu. İkisinin de hikayesini izleyen birinin hala homofobik ya da transfobik kalması için baya taş kalpli bir yavşak olması lazım. Daha da saçması Akit'in, bu kimseyi şaşırtmayan çıkışı aslında Netflix yapımlarıyla alakası olmayan insanların da dikkatini çekmesine sebep oldu. Stresand Etkisi hiçbir zaman yanılmaz. Yasaklanan, kötülenen her şey dikkat çeker. Mesela ne zamandır başlamayı düşündüğüm halde sezon sayısıyla gözümü korkutan Orange is New Black dizisine bugün yarın başlamayı düşünüyorum, dizi tavsiyeleri için teşekkürler Akit.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Güçlü Kadın Şarkıları