Vizyondaki Filmin Netflix'e Düşmesi: Sazan Sarmalının Son Halkası Bilet Alanlar mı?


Sinemada patlak veren Yapımcı-Dağıtımcı savaşı çok tartışmalı bir yasayla çözüme kavuştu, artık sinema sektöründe bu çözümün getirdiği bambaşka konular sorun oluşturacak.

Bu savaşın merkezindeki en önemli isimlerden birisi de Yılmaz Erdoğan ve dolayısıyla BKM'ydi. Sektörün en çok gişe yapan filmlerine imza atan şirketin savaşın neresinde durduğu her zaman kazananı belli eder. Savaşı, vizyona sokmayarak başlattığı Organize İşler: Sazan Sarmalı filmi dün akşam bambaşka bir atakla tekrar gündem oldu. Film hala vizyonda ve 1237 salonla gösterimdeyken Netflix'te yayınlanmaya başladı. Vizyonda 2. haftasını yeni dolduran ve hala büyük ilgi çeken filmin online platformda yayına geçmesi şu ana kadar hiç karşılaşmadığımız bir durumdu. Korsan olarak internete vizyondan önce düşen, vizyondayken dvd kaydı düşen çok film gördük ki bunlar yapımcıların uğraşmak zorunda kaldığı sorunlarken kendi filmini kendisi bu şekilde internete süren başka bir örnek görmemiştik.







Olayın gelişimi ise şu şekilde olmuş; Bu Yapımcı-Dağıtımcı savaşı sürerken filmini vizyona sokmamayı düşünen Yılmaz Erdoğan, henüz sinema yasası imzalanmadan önce Netflix ile anlaşıp filmi Netflix'e satmış, yasadan sonra da filmi ilk vizyona sokan Yılmaz Erdoğan oldu, Cem Yılmaz ve Şahan Gökbakar hala filmlerini bekletiyor ki ben bunu birbirlerinin gişelerini etkilememek için olduğunu düşünüyordum ama görünen o ki Yılmaz Erdoğan, Netflix yayınlamadan önce vizyona sokup yapabildiği kadar gişe yapabilmeyi beklemiş çünkü normalde film 4 hafta sonra Netflix'te yayınlanacakmış ki bu daha makul bir süre günümüz şartlarında. Vizyonda 6. hafta artık ne kadar bomba bir yapım olsa da seans bulamadığınız bir zaman, ancak Netflix filmi çok beğenmiş ve güya 190 ülkede birden yayın arşivine sokmuş. Öncelikle bu büyük bir yalan çünkü Twitter izleyemediğini söyleyen yurtdışında yaşayan kullanıcı dolu. Bu ülkelerin arasında Almanya, Hollanda ve Amerika da var. Bunun dışında filmi bu ülkelerde açıp Türkiye'ye hala kapalı yapmak gibi bir imkanları olduğunu hepimiz biliyoruz değil mi? Netflix ile yapılan anlaşma belli ki filmi hiç vizyona sokmamak üzerine yapılmış ve arada yasa geçince film apar topar vizyona sokulmuş. Bu arada filmin Netflix'te yayınlanması da baya apar topar. Ne bir ön teaser, ne bir haber, ne bir tanıtım girdi ki Netflix hesabını takip edenler haftalar sonra yeni sezonu başlayacak dizilerinin bile nasıl pompalandığını bilir. Böyle bir gişe yapmış, bu kadar beklenen bir filmin yayında olduğunu biz izleyen birinin Instastorysinden öğrendik. O kadar reklam yapılmadı yani.

Geçtiğimiz hafta sonuna kadar filmi 2.579.230 kişi sinemada izlemiş. Boxoffice'e göre elde ettiği hasılat 39.838.128 TL, bizim öğrendiğimiz kadarı ile bilet başına yapımcıların aldığı pay 15 TL değil, 5 TL yani en az 12.806.150 TL hasılat elde etmiş gibi duruyor. Buna henüz bu haftanın hasılatı dahil değil. Şimdi sinemaya gidip izleyenlerde bir keriz hissi olmasından daha doğal bir şey yok çünkü bilet fiyatları hala 20 TL (Herhangi bir mısır-kola kampanyası yok) yani biz dün akşam açıp vizyondaki filmi ayda 16 TL verip sınırsız olarak bütün içeriklerinden yararlandığımız Netflix'te izleyerek minimum 100 TL kâr ettik. Peki tamam da çıktığı gibi sinemaya koşanlar neden zarar etti? Yılmaz Erdoğan "Ben zaten bu filmi çektim, bitirdim. Madem durum bu ben bu filmi vizyona sokmuyorum, Netflix'ten yayınlıyorum." deseydi ve bu "Organize İşler"e girmeseydi çok daha radikal bir hareket olmaz mıydı? Kendileri istedikleri kadar devrim falan desin, BKM ve Yılmaz Erdoğan bildiğiniz keriz silkeledi.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Güçlü Kadın Şarkıları