Köpek Sahiplenmeden Önce Bilmeniz Gerekenler


Son zamanlarda Twitter'da çok fazla köpek sahiplendirme ilanı görüyorum, bir yandan da çok köpek sahiplenmek isteyen görüyorum. Eğer sizin de kafanzda köpek sahiplenmek varsa köpek sahiplenmeden önce bilseydim dediğim şeyleri sıralayıp sizi bir aydınlatayım.

Köpek sahiplerinin asla söylemediği, bir nevi "anne olmanın zor yanları anlatılmaz" tarzı tabu olan ama bilmeniz gereken gerçekler.

1) Öncelikle hiç hayvan bakımı tecrübeniz yoksa, evde çok sık durmuyorsanız, sık seyahat ediyorsanız ve köpeğinizi emanet edebileceğiniz biri yoksa köpek sahiplenmeyi şimdilik unutun. Kedi gibi kendi kendini idare edebilen ve yalnız kalabilen bir hayvan değildir.

2) Kedilerde hiç fark etmeyen ırk konusu köpeklerde çoğu şeyin belirleyicisidir. Karakterleri, kişilikleri, huyları, boyları, açlığı, tokluğu, hastalığı, sosyalliği yani aklınıza gelebilecek her şeyi ırklar belirler. Bu direkt pitbull saldırgan olur demek değil. En en en büyük sorun köpeğinizin ne kadar büyüyeceği. Apartman dairesinde bakacağınız bir köpeğin büyük ırk olması öncelikle komşularınızla aranızı bozacak. Çakıl'ı kurt sanıp korkan komşumuz vardı mesela. Sonra büyük ırk demek büyük ses demek. Hayvan yürürken bile yer sallanıyor. Tırnaklarını düzenli olarak kesmeniz gerekiyor ki bu sesi bir nebze durdurabilesiniz. Azıcık uzamaya başladığında o parkeler at besliyormuşsunuz gibi ses çıkartıyor. Küçük ırklar ise bambaşka bir gürültü sebebi; Havlama. nedense küçük ırklar fazlaca havlayan, gürültücü cinslerle dolu. Irkın başka bir önemi de tüyleri. Dökülmesi, uzunluğu, özel bakım ihtiyacı, taranma ihtiyacı, vitamin desteği, traş ve kuaför ihtiyaç durumu vs. derken neyle ne kadar uğraşabileceğinize ve ne kadar bütçe ayırabileceğinize karar vermeniz gerekiyor. Yoksa Bob Marley gibi rastalı bir köpeğiniz olabilir. Yine köpeğinizin ne kadar inatçı, ne kadar eğitilebilinir olduğuna da ırkı karar veriyor.


3) "Köpekler çok zekidir" sözü külliyen yalan. Eğitim konusu ise sandığınız kadar basit değil. Basit olmaması da bir yana kesinlikle atlamamanız ve sıkı sıkıya bağlı kalmanız gereken bir kurallar silsilesi. Çakıl'ın dert yandığımız bütün huylarının altından bizim eğitimde yaptığımız yanlışlar çıktı. Hatta şöyle söyleyeyim, doğru yaptığımız herhangi bir şey yok. Sizin koymadığınız her kural köpeğin rahatça koşturduğu bir alan yaratıyor. Yani çok dominant, kuralcı ve sert biri değilseniz muhtemelen bakışlarıyla size istediğini yaptıracak bir köpeğiniz olacak. Özellikle dişi köpeklerin bu konuda baya bir yeteneği var. Zayıf kişiyi bulmak konusunda da fazlasıyla ustalar. Bir hata yaptığında kızıldığı anda Çakıl soluğu benim yanımda alıp bakışlarıyla ciğerimi deşiyor ve konu "Tamam yaaa bir daha yapmaz kızma artık." boyutuna gelip çok da güzel sıyrılıyor. Eğitim kısmında bize söylenen çoğu yöntemi yapmamızın imkanı yok, çok net bir dayak ve şiddet övücülüğü var. Eğitim dediğimiz de maalesef öyle bir kere öğrettim, yaptı, sıradakine geçelim şeklinde de değil. Sizi denemeye sürekli olarak devam ediyor. Şu an uğraştığımız bir yatağa çıkmama konusu var mesela, hala gece sinsi sinsi gelip kıvrılıyor. Tamamen bırakma etme yok yani.

4) Eğer kiracıysanız köpeğin nasıl bir sorun olduğunu iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Yeni taşınma döneminden geçmiş biri olarak ev ararken tamamen Çakıl odaklı bir kriter listesi oluşturduk. Alt katı boş ya da dubleks, mümkünse bahçeli, hatta müstakil ev aradık. Kendisine ait bahçesi olan evlerde bile köpek ev sahipleri için sorun. Ev kokar, köpeğin kokusu siner diyen oldu. Söylemeden girdiğinizdeyse bu sefer gelecek sözleşme yenileme zamanında yenilenip yenilenmeyeceği kesin değil, sürekli bir stres içerisindesiniz. Bu stresin yine baş rolünde köpekle ev bulup bulamayacağınız yatıyor. Bu durumda küçük ırklar her zaman daha avantaj. Onu yine bir nebze kabullenebiliyorlar. Yine bir kiracılık derdi olarak depozitoyu unutun. Zaten size depozitoyu vermemek için takla atacak ev sahibiniz her haltı önünüze atacak ve köpeğiniz de elinizdeki bütün kozları tüketecek. Kapılardaki tırnak izleri, kemirilmiş yerler depozitoya veda etmeniz için bütün şartları sağlıyor.

5) Köpeğiniz eğer sosyal bir köpek değilse gezdirme, dolaştırma, enerji atma kısmında onunla birlikte koşup yuvarlanmanız gerekiyor. Çakıl başka hayvanlardan pek hoşlanmıyor şu ana kadar sadece bir köpekle arkadaş olabildi. O köpeğe ve sahibine denk geldiğimizde çok rahat ediyorduk çünkü ikisi birbirini kovalıyor, koşuyor, bütün enerjisini atıyor, biz bankta oturup çekirdek çitliyoruz ama bu olmadığında sizinle oynamak istiyor, oynamak dediğimde öyle boğuşma falan düşünmeyin baya tazı gibi koşmalı, çita gibi kovalamalı oynamak istiyor. Dolayısıyla köpeğinizin günlük enerji harcama ihtiyacını sahiplenirken kesinlikle göz önünde bulundurun. Atamadığı her enerji size uykusuzluk ve huysuzluk olarak geri dönecek.

6) Yemek konusu köpek bakımının bence en zorlayıcı noktası. Kedi beslemeye alışkın biri için adaptasyonu en zor kısım bende bu oldu. Kedi bakımında mamasını suyunu koyarsın, o canı ne zaman isterse yer, biterse eklersin, bitmezse de bitirene kadar beklersin. Şu ana kadar bu düzende herhangi bir kedimle herhangi bir zorluk yaşamadım. 3-4 gün dolu dolu kaplar bırakıp tatile gitmişliğim bile var. Köpek ise içgüdüsel olarak tamamını yemeye odaklı. Siz 4 günlük mama da koysanız o bir kerede yiyecek onu. Doymak için değil depolamak için yiyorlar resmen. Dolayısıyla günde 2 ya da 3 öğün şeklinde düzenli olarak verilmesi gerekiyor. Yalnız bırakamayacak olmanızın başlıca sebebi bu. Bunun dışında da eğer büyürken evde sürekli biri varsa birden yalnız kalmaya da alışamıyorlar. 15 günlük arada sürekli evde olan canım sevgilimin Çakıl üzerinde yarattığı etki artık bakkala giderken arkasından ağlayacağı kadar büyük alışkanlıktı. Bu adam şimdiye kadar sabah gidip akşam geldi ve sadece 15 gün içinde arkasından ağlayacak kadar kafayı yedirtebildi. Yani eğer köpek sahipleneceğiniz dönemde işsiz ya da izinliyseniz bile gün içinde onu yalnız bırakmanızı tavsiye ederim, sürekli evde birinin olmasına alıştıktan sonra yalnızlığa dönmeleri baya bir zor oluyor.



7) Yine karakterine göre ilgi arsızı bir köpeğiniz olabileceğini unutmayın. Kalktığınız anda peşinizden gelen, yanınızdan ayrılmayan, evden çıkmaya hazırlandığınız anda duygu sömürüsüne başlayan bir portatif kuyruğunuz olabilir. Ben kediden buna alışkınım bir nebze, onların da tuvalette yalnız bırakmama gibi bir manyaklıkları var ama bu ilgiden daralacağınızı ya da onun ihtiyacı kadar ilgiyi veremeyeceğinizi düşünüyorsanız yine sahiplenme kararını gözden geçirmenizde fayda var.

8) Aşırı sabırlı olmanız lazım. Özellikle yavruluk dönemindeki o yaramazlıklara, eğitim sürecindeki kazalara karşı baya çelik gibi siniriniz olması lazım. Ortada dönen "Köpekler çok akıllı.", "Köpek beslemek çok kolay.", "Köpeklere bir kere söyleyince hemen anlıyor." , "Ayyy hiç bir derdi yok ki." laflarına aldanıp kendinizi kaldıramayacağınız bir yükün altına sokmayın. Eve geldiğinizde terliklerinizi bütün halde bulamama ihtimaline kendinizi hazırlayın. Bir gün eve gelip süpürgeliğin söküldüğünü gördüğünüzde sakin kalabileceğinize emin olun.

9) İnternete fazla güvenmeyin. "Köpeğim şunu yapıyor" diye arattığınızda binlerce farklı yöntem önerisi göreceksiniz bunların bir çoğu hiçbir işe yaramayacak. Bir köpekte işe yaraması sizin köpeğinizde de işleyeceği anlamına gelmiyor. Karakterleri birbirinden tamamen farklı ve dertleri çok çeşitli. Her okuduğunuz yöntemi deneyip hayvanın kafasını iyice bulandırmaktansa ya veterinerinize danışın ya da bir köpek sahibi arkadaşınıza. Danışacağınız kişiler sabit olsun. Baş edemediğiniz noktada da profesyönel yardım almaktan çekinmeyin. Açın interneti size yakın bir köpek eğitmeni bulun. Biz eğitim işlerini baya saldığımız için işimiz bir tık daha zor ama yavruluktan başlayacak eğitim her zaman daha kolay işler. Bizim de planımız beceremediğimiz noktada bir eğitmenden yardım almak. Eğitim eğitim dediğimi de biraz açıklayayım çünkü kalkıp şov köpeği yetiştirmiyorsanız vermeniz gereken eğitimler belli. En başta tuvalet eğitimi ki bu bizim en salladığımız ve üşendiğimiz eğitimdi. Evde pede yapması bizim daha kolayımıza geliyordu büyük evde ancak şu an daha küçük bir eve geçtiğimiz için artık dışarı yapması gerekiyor. Tuvalet eğitimini sakın atlamayın, aman yapsın temizlerim vs demeyin. Yemek ve dışarı çıkma saatlerini sabitleyin ve ne olursa olsun bu saatlere uymaya çalışın. Kesinlikle vermeniz gereken bir diğer eğitim -ki bunlar temel eğitim olarak geçiyor zaten- tasma ile yürüme ve temel komutlar (Dur, hayır, bekle, yürü, otur, kalk gibi) Bir şey getirme, takla attırma bana gereksiz geldiği için oralara hiç bulaşmıyorum ama temel eğitimini baştan vermeniz işinizi fazlasıyla kolaylaştırır ve sonrasında istediğiniz diğer komutlara temel hazırlar.

10) Son olarak çocuk sahibi olduğunuzu ve ömrü boyunca ailesi olacağınızı unutmayın. Çocuk gibi şımarıklıkları olan, sizin otoritenize ihtiyaç duyan, ilgi ve sevgi bekleyen bir canlıyı hayatınıza katacaksanız her yönüyle uzun uzun düşünmenizde fayda var.


Bu açıklamalardan sonra sanki "Sakın köpek almayın, köpek lanet bir şey" demişim gibi duruyor olabilir ama böyle bir karar alınırken kötü tarafların iyi taraflardan daha çok düşünülmesinin daha sağlıklı bir karar verdireceğine inanıyorum. Keşke Çakıl'dan önce biri bana bu gerçekleri söyleseydi hem kafa olarak hem de fiziki olarak kendimizi bu durumlara hazırlayabilseydik. Şu an Çakıl'ın hangi davranışı için araştırma yapsak karşımıza yaptığımız bir yanlış çıkıyor. Hayvanı baya baya biz delirtmişiz ki Çakıl'ın bir kaç takıntılı olduğu hareket dışında öyle büyük sorunları da yok. Sahipleneceğiniz köpeğin geçmişini de bilmeniz size fayda sağlayacaktır. Mesela Çakıl'da bir türlü aşamadığımız büyük bir terk edilme korkusu var. Sahiplenmeden önce ne yaşadığını tam bilmiyoruz ve 6-7 aydır bunu aşamadık, çoğu davranışının altında da bu terk edilme korkusu yatıyor. Evden çıkmak için hazırlanmaya başladığımız anda ağlamalar, kapıya yatmalar, gidecek de dönmeyecekler korkusu sarıyor hatta taşınırken onu yanımızda götürmeyeceğimizi düşündüğüne eminim. Bu da beraberinde 1-2 saat bile evden çıksanız ağlama krizlerine, komşu şikayetine ve eve geldiğinizdeki büyük sevinç törenlerine yol açıyor. Bunun yanı sıra bizi görmeden uyuyamıyor bu yüzden uzun bir süre yatakta bizimle yattı, şimdi yatağımızın yanında kendi pufunda uyuyor. Kapı kapalıyken içeride olmamız demek kapıların kazınması, ağlama ve uğuldama demek. Terk edilme korkusunu aşmadan sadece bunun üzerine gitmenizin de bir faydası yok sadece hayvanı daha da strese sokuyorsunuz. Yani yaptığı şeylerin altında başka sorunlar var mı diye de bir irdelemeniz gerekiyor ki eğitim işleyebilsin.

Yine de o güne 1000 kere de dönsem 1000 kere Çakıl'ı sahiplenirdim, sadece hataları tekrarlamaz daha sağlıklı ilerlerdim o kadar. Mutlu bir köpek-insan ilişkisi yoğun bir emek, çaba ve sabır istiyor. Eğer köpek sahiplenmek istiyor ve bunların da üstesinden gelebileceğinize inanıyorsanız kesinlikle hayatınıza bir ıslak burun girmeli.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Güçlü Kadın Şarkıları