Karantina Günlüğü: Sıkıntıdan Birbirinizi Yeme Noktasından Sonra Ne Var?



Karantina ile evde tercihen kalmak arasında büyük fark var. Tercihen kaldığım yani olağan hayatımda bu işte yalnızdım oysa ki zorunluluk sebebiyle canımın içi biricik sevgilim allahın cezasıyla birlikte kalmak zorundayım. Bu, işleri biraz değiştiriyor tabii ki. Öncelikle iki farklı rutini birleştirmek zorundasınız. Kişi sayısı arttıkça bunlar daha da karmaşık bir hale geliyor. Tek başınıza istediğinizi yapmak daha kolay ama bence biriyle bu süreçte daha delirtici. Tek kalmak ise şu an çok büyük bir kabus. Bir şekilde bu süreci "beraber" atlatmamız lazım ama nasıl?

Öncelikle biz normal çiftlere göre gün içinde çok daha uzun saatler görüşen bir çiftiz çünkü mesai saatleri ve uyku düzeni baya ters olan insanlarız, zaten 3 yıldır beraber yaşıyoruz yani aslında birlikte yaşamaya ya da vakit geçirmeye uzak değiliz. Tam olarak nerede zorlandığımızı da anlamıyorum ama birbirimizi gırtlaklama ile sarılıp öpme arasında sürekli gidip geliyoruz.

En büyük sıkıntımız evin 1+1 olması. Belki ek bir iki odayla yalnız kalacağımız, birbirimizden bağımsız olarak bir şeylerle uğraşacağımız bir alan yaratabilseydik biraz daha rahat edebilirdik. Bunun dışında birbirimizden deli gibi sıkılsak da dipdibe durmaya da devam ediyoruz, birimiz diğer odaya geçtiğinde en fazla 5 dakika sonra diğerini çağırıyor. Saçma bir şekilde hem sıkılıp hem ayrılamıyoruz.

Gün içinde kendime ekstra olarak ayırdığım tek süre uyku. Normal uyku düzenine yani aynı anda uyuyup uyandığımız zaman dışında ekstra bir uykum daha var. O, bu arada PS'den oyun oynuyor, biraz çalışıyor, kendi kendine takılıyor. Bazen o çalışıyor, ben oyun oynuyorum ya da dizi izliyorum. Genelde de birlikte oyun oynuyor ya da film/dizi izliyoruz. Süreç tamamen böyle devam ediyor.

Benim temel sıkıntım ise sevgilimin içindeki şiddetli sevgi. Mıncırmak, cimcirmek, ısırmak onun sevgisini göstermesinin bir yolu. Bu zaten oldum olası böyleydi, bende de biraz var o yüzden anormal gelmiyor ama bu kadar aralıksız dipdibeyken her an ya ısırılıyorum ya cimcikleniyorum. Bunları tamamen yasakladım ama karşılığında her gün sevdiği bir yemeği yapmak zorundayım. Tam o ısırma anında "Isırmazsan sana kıymalı bezelye yaparım." ya da "Kahvaltıda peynirli börek yaparım" diyorum ve açlığı şiddet aşkının önüne geçiyor. Oldum sana Emine Bedel.

Bizim karantinamız nasıl geçiyor? Yani ısırılmak, kavga etmek ve yemek yemek dışında. Biraz da bunlardan bahsedelim. Hala dışarı çıkamıyor olmak ile ilgili hiçbir sorun yaşamıyorum Mecburiyet beni çok etkilemedi. Karantinada 18. günümüz bitti ve şimdiye kadar toplam 3 kere market alışverişine çıktık. Öyle eksikliğini hissettiğim bir şey de yok, arada canım kahve çekiyor o kadar. Bu süreçte evde pizza bile yaptık hoş bizimki daha çok Törkiş Pide kıvamında oldu ama biz suçu fırına atmayı tercih ediyoruz.

Bir kaç yıldır niyetlenip yapmadığımız bir kaç projeyi hayata geçirmeye çalışıyoruz birinden vazgeçtik gibi duruyor çünkü teknik olarak yetersiziz, bir tanesi ise bitmek üzere, birisi ise hayata geçti.




Gökhan Çalışkan (@diplomali_sarapci)'in paylaştığı bir gönderi ()

Yeni yıl kararlarından birisi olan her ay en az 4 kitap okuma ise Şubat ayında evlilik işlemleri yüzünden sekteye uğramıştı, Mart ayında ise herkesin aksine hiç okumadım. İnsanlar evde deli gibi kitap okurken ben iki ayı 0 ile kapattım. Nisan'da ona biraz yüklenmek lazım.

Evlilik demişken; canımın içi biricik düğünümüz 3. kez iptal olma ihtimaliyle karşı karşıya. Tarih: 30 Mayıs. Şu an iptal etmek için erken ama kesinlikle imkansız olduğunun ve önünde sonunda iptal olacağının farkındayız ama bir umut bekliyoruz. Size bu süreçte geçtiğimiz yolları kısaca özetlemek isterim; Salgın için alınan ilk tedbirlerden birisi bütün nikahların oda nikahına çevrilmesi ve düğün salonlarının kapatılmasıydı biliyorsunuz. Biz Eskişehir'de yaşıyoruz ancak bizim nikahımız İstanbul'da. Bütün işlemlerimiz de tamamlanmıştı. Bu önlemler kapsamında eğer o tarihe kadar böyle devam ederse İstanbul'a gidip, nikahı kıyıp, Eskişehir'e geri dönmeyi ve her şey bitince bir düğün dernek bir şey yapıp halletmeyi düşünüyorduk. Sonra otobüs ve tren seferleri tamamen durduruldu. Bir aile dostumuz İstanbul'dan yola çıkıp, Eskişehir'e gelip, bizi alıp, nikahı kıydırıp tekrar Eskişehir'e bırakmayı teklif etti. Geldiğimiz son nokta ise hem Eskişehir hem de İstanbul için bütün giriş çıkışların kapatılması. Tabii aradaki şehirler için de durum aynı. Yani biz valiye gidip "İstanbul'dan gelecekler, bizi alacaklar, sonra bizi geri getirecekler çünkü biz evleneceğiz" demeliyiz. Vali de bize büyük ihtimalle "Derdinizi sikeyim gidin oturun evde." der. Çok haklı ama biraz ağır oldu yani, öyle demese daha iyi.

Bunun dışında biraz temizlik yaptık ama gerçekten biraz yaptık. Sadece mutfak cillop kalan her yer aynı. Mutfağı temizledik ki güzel güzel yemekler yapalım. Yemek yapmak benim zaten sevdiğim bir aksiyon ama tekken çok yaptığım söylenemez, kime yapayım yani haşlar yerim makarnamı. Elim falan lezzetli çok şükür öyle güzel uğraş oluyor, zaman geçiyor, dışarıdan yemek söylemeyi baya azaltmış oluyoruz en azından. Bu karantina sürecinde 2 kere dışarıdan yemek söyledik onda da canımız deli gibi et çektiği için. Alışverişte masraf olmasın diye et almayıp 2 kilo et fiyatına yemek söylemek tam bir mallık oldu ama bir sonraki alışverişte onu hallettik.

Öyle spora başlamalı, kendini geliştirmeli falan bir dönem geçirmiyoruz benim zaten olağan hayatım devam ediyor, enişteniz bir tık zorlanıyor, depresyona girecek gibi oluyor veriyorum eline bulaşık telini bir yerleri ovuyor, geçiyor ya da hamur yaptırıyorum o da baya iyi geliyor. Görünüşe göre diğer insanlardan daha az yemek yiyoruz öyle sürekli tıkanma ihtiyacı hissetmiyoruz ama saçma bir şekilde dolap ağzına kadar dolu olduğu halde canım hep evde olmayan bir şey çekiyor. 1 hafta bira bira diye ağladım, alışverişe çıktığımızda gittik aldık günlerce durdu dolapta.

Artık hepimiz tavsiye aşamasını geçtiğimiz için size şunu yapın bunu yapın dememe gerek yok. Söz verdiğim dizi film tavsiye yazısından da şimdilik vazgeçtim çünkü her yer bu içeriklerle dolu ve ben de öyle kimsenin izlemediği, bilmediği filmleri dizileri bilen birisi değilim ama bir tane karantinada favorilerim olan şeyler yazısı hazırlamayı düşünüyorum. Evde kalın, sağlıklı kalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Güçlü Kadın Şarkıları