Türkiye'nin En Büyük Gone Girl'ü Seçkin Piriler ve Dramaları

Hikaye aslında çok basit. Evli bir adam var, adamın bir sevgilisi var, aldatılan bir kadın var. Hikayede yabancısı olduğumuz hiçbir şey yok yani. Gayet aşinayız. Kendi ailemizden, arkadaşlarımızdan, dizilerden, filmlerden tanık olduğumuz hikaye. Başlangıcı ne kadar aynı olsa da bu hikayeleri değiştirenler eşler oluyor genelde. Kimisi "İyi tamam o zaman hadi siktir git." deyip kendini bu konudan tamamen kurtarıyor kimisi de her gün ama her gün bu olayı üzerine bir elbise gibi giyip hayatına aşırı mağdur kadın olarak devam ediyor. Bu aşırı mağdur kadınların bir de çocukları varsa değme keyiflerine, mağduriyeti kat kat artmış oluyor. İntikam ateşiyle yanıyorlar ve tek düşmanları da o muhteşem evliliğini bozan, yuva yıkan, sinsi, kocasını kandırmış kadın oluyor.





Öncelikle sevgili kadınlar, kadınlarımız; Kocanız kandırılmadı. Kocanızın canı sizi aldatmak istedi. Sebebi ister başka birine aşık olması olsun, ister heyecan aramak olsun, ister evden bunalmak olsun, ister sizden sıkılmış olması olsun, ister evlilikten yılması olsun ama ne olursa olsun sonuç bu; Kocanızın canı sizi aldatmak istedi çünkü kocanız 5 yaşında çocuk değil, başka biri elinde şekerle gelip aklını çelmiyor, kocanız sizinle evlenecek kadar mantıklı kararlar alabilen bir yetişkin. Dolayısıyla aldatıldığınızda da tek muhatabınız kocanız. Siz evlendiğinizde bütün dünya kadınları bir araya gelip "Allah belamızı versin ki senin kocana yan gözle bakmayacağız." diye bir söz vermiyor, kocanız size "Artık senden başka kimseyle olmayacağım" sözü veriyor yani sadakat beklentiniz varsa bunu kocanızla sınırlandırın.

Seçkin P. bu ayrıntıyı fazlasıyla atladı ve yıllar içinde de asla kafasına dank etmedi. Kaan'a tek laf etmezken Kıvılcım'a demediğini bırakmadı ve büyük bir linç kampanyası başlattı. Bu konuyu kapatmaya da asla yanaşmadı. Ne olursa olsun bir şekilde gündemde tutmaya da devam etti. Kaan'ın bir şey dediği yok, Kıvılcım'ın bir şey dediği yok ama asla susmayan bir eski eş var. Sürekli Seren Serengil'in programına röportaj verip yaşadığı her şeyi baştan sona anlatmaktan asla çekinmeyen, intikam ateşi asla dinmeyen bir eski eş.

Bu eski eş şimdiye kadar neler söyledi? "Kaan o kızla en fazla bir kaç ay daha beraber olur." (Boşandıkları günden beri Kaan ve Kıvılcım beraberler), "Kaan onunla evlenip çocuk yapmayacak." (Evlendi, yaptı) Bütün bunların altında da sürekli bir "Kaan Kıvılcım'dan bıkıp bana geri dönecek." beklentisi var. Kıvılcım Ural'a attığı metres mesajları, verdiği röportajlar hep bu beklentiyi ortaya çıkartıyor. Olmuş, bitmiş git hayatına bak artık, ama yok çünkü o aşırı mağdur Türk kadını.

İşin Gone Girl kısmına ise yeni yeni bulaştı Kızgın Eski Eş Seçkin P., Kaan'ın evine gelip kendisine şiddet uyguladığı haberi bomba gibi düştü. Kaan Tangöze de iddiaları reddetti ve kendisinin şiddet gördüğünü iddia etti. Hemen yakın bir gelecekte sonuçlanmış başka bir boşanma davasına gidelim; Johnny Depp ve Amber Heard. Bu dava da 2 yıldır devam ediyor, Amber Heard, kocası Johnny Depp'in kendisine şiddet uyguladığını fotoğraf ve videolarla basına servis etti. Öyle büyük bir tepki çekti ki Johnny Depp linç edildi, Fantastik Canavarlar serisindeki rolü tehlikeye girdi ve büyük bir kariyer yıkımı yaşadı. Sonuçlanan davaya göreyse Amber Heard'ın kanıtları sahteydi, şiddet fotoğrafları makyajla yapılmıştı ve kendisi Johnny Depp'in parmak ucunu koparmaya gidecek kadar da şiddet göstermişti.

Gone Girl filmini izlemişsinizdir, artık bu tip kadınlar için kullanılabilinecek en muhteşem tabiri kazandırdılar. Önceden olsa deli, takıntılı, intikam isteyen falan derdik ama hepsi zayıf kalırdı. Gone Girl nedir? Toplum önünde eşini ya da sevgilisini küçük duruma düşürmek ve intikam almak için kadına şiddet kozunu oynayan, bu yolda planlar yapan kadınlar. Amy bu işi daha profesyonel yapmış olsa da çırakları aramızda, her gün yeni dramalar yaratıyor.

Bu kadınların yarattığı sorun ise bir magazin haberinden çok daha fazlası. Hali hazırda çok ciddiye alınmayan kadın beyanını daha da güvenilmez hale getiriyorlar. "Kadın beyanı esastır." lafı bu örneklerle daha da anlamsız hale geliyor. Zaten her şey kanıtlı olsa bile çok düzgün işlemeyen bir adalet sisteminin içinde bir de sizin sikik evliliğinizin boktan intikamı alınacak diye daha da geriye gidelim, daha da güvenilmez olalım, daha da sorgulanalım.

Peki ben neden "Kadın beyanı esastır." görüşüne inanırken ve esas olması gerektiğini savunurken bu olayda asla Seçkin Piriler'e inanmıyorum? Neden bir kadının beyanını sorguluyorum? Seçkin Piriler Kaan'ın kendisine şiddet uyguladığını iddia ettiğinde aklıma ilk gelen şey Gone Girl'dü, sonrasında ise geçen yaz en yakın arkadaşı Meral Kaplan'la ettikleri saç saça baş başa kavga ve büyük oğlunu evden kovma vakası. Bu denklemde sözüne en az güvenilen kişi Seçkin Piriler çünkü kendisi hem hala hazmedemediği bir durumun içinde, hem bu duruma dair öngörüleri sürekli olarak geri tepiyor hem de şiddet eğilimi var. Kaan Tangöze'nin avukatı ise şiddet eğiliminin çocuklara kadar sıçradığını iddia etti ve mahkemeye kamera kayıtlarını sunacaklarını belirtti. Ev içi güvenlik kameralarının kayıtlarının silinmemesi için talimat veren kişi de Kaan Tangöze. Kendisinin şiddet görüntüleri olan kayıtları korumaya çalışması ise biraz saçma. Seçkin intikam almaya o kadar odaklandı ki sonunda çocuklarını kaybedebileceğinin farkında bile değil.

Sonuç olarak kaybetmeyi kendisine yediremeyen ve intikam almak için deliren bir eski eş, bu eski eşin neler yapacağını kestirmeye çalışan bir yeni evli çift, eski eşin dramalarına kurban ettiği iki çocuk ve olayı asla kontrol altında tutamayan bir Kaan Tangöze.

Bu üçlünün hikayesinde şiddet gören tek bir kadın var kadın var o da yıllardır Seçkin Piriler'in hakaretlerine maruz kalan Kıvılcım Ural. Hala boğuştuğu dramalar yıllardır peşini bırakmadı, hamileliğinde bile. Olayın en büyük basiretsizi de Kaan Tangöze, çıkıp herhangi bir açıklama yapmamayı cool rock starlık sayıp eski eşinin oklarına Kıvılcım'ı hedef tahtası yaptı. Ne Seçkin'in ağzını kapatabildi ne Kıvılcım'ı koruyabildi. Zaten ortada delirmiş bir kadın varsa onu delirtmiş bir erkeğin olduğu kesin.