Yeni Başlayanlar İçin Kürtaj Hakkı: Ortada Sizi İlgilendiren Hiçbir Şey Yok


Dün (15.05.2019) dünyanın öbür ucuda, Amerika'nın Alabama eyaletinde kürtaj 25 erkek senetör oyuyla yasaklandı. Dünyanın her yerinde kadın hakları iki ileri bir geri ilerlerken bu kadar geri gidebileceğine inanmak zor. Geriye gitmeyi şöyle açıklayayım, bugün 1978 yılında kabul edilen yasayı değiştirmek istiyorlar.

Yasa oldukça kapsamlı ve sert çizgilerle çevrilmiş. Örneğin tecavüz ve ensest gebelikler de bu yasağın içinde, sadece anne sağlığına zarar veren gebeliklerde kürtaj izni var. Yaptırımlar ise oldukça ağır. Kürtaj yapan doktor 10 yıl ile, kürtaj yaptıran kadın ise 99 yıl ile cezalandırılacak.

Sorundan önce sorunun kaynağını tanımlamak lazım; Kürtaj karşıtları. Kim bu kürtaj karşıtları ve ne istiyorlar?

Kürtaj karşıtları nasıl ve hangi şartlarda olduğunu bilmedikleri bebeklerin, ona bakmak istemeyen bir kadın tarafından doğurulması konusunda son derece ısrarcı. Rahme düştüğünden, var olduğundan asla haberdar olmadıkları bebeğin, onu istemeyen bir kadın tarafından büyütülmesi gerektiği fikrine yürekten katılıyorlar. Var olduklarına dair fikirleri olmayan bu çocuklar büyürken orada olmayacaklar, onları beslemeyecekler, saçlarını okşamayacaklar, maddi ve manevi olarak herhangi bir destekleri olmayacak, onları okula göndermeyecekler, iyi bir gelecek hazırlamayacaklar, en ufak bir emekleri olmayacak üzerlerinde ama kesinlikle doğmaları lazım. Mutlaka doğmalılar çünkü öyle olması gerekiyor.

Kürtaj karşıtlığının tanımı tam olarak bu, kendisini asla ilgilendirmeyen, varlığından da yokluğundan da haberi olmayacağı bir çocuğun bütün sorumluluğunu daha başından bunu yapamayacağını bilen kadının üzerine atmak. Yani ortada kürtaj karşıtını ilgilendiren hiçbir durum yok aslında. Ne zararı var ne kârı, sıfır ilişki ama kürtaj karşıtı ısrarla bu konuda bir taraf olduğunu düşünüyor, söz hakkı olduğuna inanıyor. Hem de birebir hamile kalan, çocuğu doğurmakla, çocuğa bakmakla yükümlendirdiği kadına karşı söz hakkı olduğuna inanıyor.



Yasa kapsamları gereği ellerinden "Eee korunun kardeşim" argümanı da alınmış maalesef çünkü yasa tecavüz gebeliğinin kürtajını da yasaklıyor çünkü tecavüze uğrarken mağdurun doğum kontrol düşünememesi büyük bir dikkatsizlik. Kaldı ki doğum kontrol yöntemleri hala %100 sonuç vermiyor, bin tane spiral, aşı, prezervatif gebeliği hikayesi duymuşuzdur hayatımızda, defalarca. Zaten şaşırtıcı bir nokta da şu ki ne hikmetse kürtajı yasaklayan yerler asla ücretsiz doğum kontrol imkanı da sunmuyor ve bildiğiniz gibi dünyanın hiçbir yerinde doğum kontrolü çok ucuz seçenekler değil.

Türkiye'de;
12'li prezervatif (Durex Klasik) 14 TL
Ertesi gün hapı ort. 50 TL
Spiral taktırma ort. 400 TL
Doğum kontrol hapı 13-75 TL

Yani kürtaj hakkı olmadığında önümüze şöyle bir tablo çıkıyor; Pahalı olan doğum kontrol yöntemlerine erişme şansına sahip bir grup kadın kendisini bir nebze daha güvende hissederken geride kalan kadınlar bunu erkeğin insafına ve şansa bırakmak zorunda. Doğum kontrole erişimi olan şanslı azınlık da her seferinde işe yaramış olmasını ummalı. Bu arada bu hesabı yaparken toplumdaki bütün kadınların doğum kontrol konusunda yeteri kadar bilinçlendirildiğini de varsayıyoruz. Tecavüze de uğramamayı başarabilirsek kürtaja ihtiyacımız kalmadan hayatımıza devam edebiliriz.

Peki bir yerde bir aksilik oldu diyelim. Hadi tecavüze uğramadık (Her gün gittikçe düşen bir ihtimal), doğum kontol erişimimiz de var ama şans işte hamile kaldık. Kürtaj yasak. Emin olun kürtaj olmak isteyen hiçbir kadının aklına "Aaa kürtaj bu ülkede/eyalette yasak o zaman ben kendimi anne olmaya hazırlayayım." geçmez çünkü zaten aklında annelik yapabileceğine en ufak bir inancı olan kadın kürtaj ihtimalini düşünmez bile. Yani bu yasak düşük yapma çabalarını, merdiven altı işletmeleri ve kaçak yolları açmak dışına hiçbir boka yaramayacak.


Her ne kadar bu yasa erkekler tarafından (Hatta Amerikalıların tabiriyle Beyaz Erkekler) geçse de kürtaj karşıtı kadınlar da var. Her kadın hakkı konusunda nasıl oluyor da kendi cinsinle ters düşecek bir grup çıkıyor anlamakta zorluk çekiyorum ama çıkıyor, illa ki çıkıyor. Hatta çoğu zaman bilinçli erkekler, kadınlara, bunun neden kadınlar için gerekli olduğunu anlatmaya çalışıyor. Her zaman da "Erkekler bu konuda konuşamaz, karar veremez" dendiğinde şu klasik cümleyle geliyorlar; "Benim rahmim var, ben konuşabilir miyim? Bence de öyle." Evet, rahmin var ama bütün rahimler üzerinde söz hakkın yok.

Kürtaj karşıtı kadınların olaya yaklaşımı da genel olarak şu şekilde; "Ben de hamile kaldım/evlilik dışı hamile kaldım/partnerimden ayrılmıştım ama doğurdum." Eee bana ne bundan? Sence bu bizi ne kadar ilgilendiriyor? Kürtaj hakkı varken bunu seçmemek senin kendi seçimin ama kürtaj olmak isteyen birinin elinden bu tercihi alıp doğuma hatta  yasadışı ve sağlıksız yollara sokmak aynı şey değil. Yani kürtaj olup olmamak arasında karar vermekle doğurmak ya da düşük yapmaya çalışmak/merdiven altı operasyon geçirmek arasında tercih yapmak tamamen farklı.

İnsanlar neden kürtaj serbest olduğunda ona sormadan hamileliği sonlandırılacakmış gibi davranıyor? Kürtaj imkanının varlığı, kürtaj karşıtı birine nasıl bir zarar verebilir mesela? Sen kürtaja karşıysan olma, yaptırma, kimse de sana "Niye kürtaj olmadın?" demez. Aklıma "Hamileyim, kürtaj da yasak bu çocuğu seve seve kabul edeceksin." diye erkeği darlamak dışında hiçbir çıkar gelmiyor. Aynı şeyi eşcinsel evililik/ilişki karşıtları için de düşünüyorum. (Ki genelde bunlar aynı tarlanın mahsülleri)


Her kadın anne olmak zorundaymış, anne olmazsa işlevini tamamlayamayacakmış gibi davranmayı tam olarak ne zaman bırakırlar acaba? Anne olmak istemeyen kadınlara karşı ne kadar çirkinleşildiğini 2016 yılında BBC tarafından yapılan şu röportajdan biliyorum. Bu röportajda yer alan kadınlardan biri Twitter'dan sıkı takip ettiğim biri ve 3 yıl geçmesine rağmen hala bu röportaj yüzünden linç yiyip tehdit alıyor. Bir kadın, çocuk doğurmak istemediği için linç ediliyor. Sebep? Kime ne bundan? Bu "Kutsal annelik" tatavası savaş yıllarında asker lazımken tutuyordu belki ama günümüz şartlarında herkesin doğurması, doğurmak zorunda olması yarardan çok zarar. Bunu gerçekten isteyen, yapabileceğine inanan, kendisini buna hazır hisseden ve imkanlarını, hayatını buna göre kuran bir kadının anne olması çok daha faydalı değil mi? Hatta istemeyi geçin şu ebeveynlik işinin ehliyete bağlanması ve zorlaştırılması konuşulmalıyken hala illa doğurun doğurun diye insanları darlamanızın hiçbir mantığı yok. İnsan soyu tükenmeyecek. Bir anda bütün doğumların durup yok olma tehlikesi yaşamayacağız.

Dünyanın her yerinde kadınlar hala kürtaj hakkı için eylemdeler. Ya yasak olan kürtajı yasal hale getirmeye çalışıyorlar, ya ücretsiz ve ulaşılabilinir yapmaya. Yani bugün itibariyle hala dünyaya dönüp "Bak bu benim organım, buraya girip çıkacak her şey de benim kontrolümde olmalı." diyoruz kısaca. Anlaşılmasını beklediğimiz taleplerin genel kapsamı bu, çünkü bu yasanın çıktığı gün görülen Şule Çet davasında tecavüzcü çıkıp Şule Çet'in babasına "Kızınıza sahip çıksaydınız." diyebiliyor.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Güçlü Kadın Şarkıları