Müge Anlı Olayları Nasıl Daha Hızlı Çözüyor?


Palu Ailesi'nin 10 yıllık davası 2 haftadır Müge Anlı'da işleniyor, Müge Anlı'nın 2000 küsür bölümü arasında tüm Türkiye gündemine düşen vaka sayısı aslında az ama Palu Ailesi kadar gündem olanını ben hatırlamıyorum. Peki 10 yıldan fazladır bir çok farklı suça karışan bu aile ceza almazken nasıl 2 haftada Müge Anlı'da çözülüyor? Müge Anlı'nın sırrı ne?



Görgü Tanıkları

Bunun ilk sebebi polisler geldiğinde sus pus olan görgü tanıklarının konu Müge Anlı'ya taşınınca bülbül gibi ötmesi, yayına bağlanmak için sırada beklemesi. Şöyle ki Meryem'i ağaca bağlanmış gören ve müdahale eden, aynı gün kendisinden kazma kürek istenen ve tertemiz geri verilen komşu Meryem kaybolduğunda mahalleye gelen polise "Hiçbir şey bilmiyorum." diyor, olay Müge Anlı'ya taşınınca önce oraya giden ekibe, sonra yayına telefonla bağlanarak, sonra da yayına gelerek bildiklerini anlatıyor. Peki neden bu görgü tanıkları polis geldiğinde sus pus? Sadece bu olayla değerlendirirsek muhtemelen cinci hoca damadın gerçekten cinleri olduğunu ve çarpılacaklarını düşünüyorlar ama bu olaydan bağımsız diğer vakalarda da durum biraz Türk insanının en büyük korkusu olan "Aman şahit yazmasınlar." devreye giriyor. Müge Anlı'da anlatınca da şahit yazılacakları ve dinleneceklerini atlamayalım.

Bir yandan da "Davaya yardım eden kahraman" olmak gururlarını okşuyor olabilir. Popüler olma gibi bir dertleri yok ama bu kadar popüler bir yayında, yolda giderken "Sen anlatmasaydın aydınlanmazdı" denmesi hoşlarına gidiyor olabilir. Kahramanlık hissini yaşamak istiyor olabilirler.

Bir yandan da görgü tanığı olduğunu bile bilmeyen insanlar var. Yine Palu Ailesi'nden örnek zamanında kahvesine uyku ilacı atılan kadın bu programa kadar ilacı evine kahve içmeye gittiği ailenin çocuklarının attığını düşünüyor, bu yüzden de şikayetçi olmuyor. Bu olay böyle kapanırken daha sonra her ifadeye giren uyku ilacı verilmesi olayı için bir ayrıntı oluyor.

Cesaret

Bildiklerini anlatmaktan çekinen, başına gelenleri söylemek istemeyen insanlar kendileri gibi mağdurlar gördüğünde cesaretini topluyor. Cinci hoca meselesini sürekli reddeden damat Tuncer için yayına bağlanan kadın "Bu hocaydı, benden şu kadar para aldı, bana bunları bunları söyledi." dedikten sonra o gün bağlananların hepsi aynı şeyleri söylemek için aradı. Bir kişinin ilk adımı atması devamını getiriyor ve iş artık reddedilemez bir hal alıyor.

Daha uzun ifade ve yüzleşme

Evet, dava 10 yıllık ama bu aile toplasanız bir yayın kadar ifade vermemiştir. İfadeler ayrı ayrı alınır ve hepsi çalıştıkları senaryoyu uygular, gider bir daha da aksi bir kanıt çıkmadıkça kimse tekrar sorguya çağırmaz.

Ailenin verdiği ifadeler sorgu sırasında bakarsanız gayet tatmin edici, ortada bir ceset de yok, kayıp ilanı veriliyor, daha önceden kadının tehdit edildiğine dair suç duyurusu var, dava kayıp olarak gidiyor.

Daha sonra öldürüldü diye ifade veriliyor, tarif edilen yerde kazılar yapılıyor, ceset bulunmuyor ve aile tehdit altında öldürüldü dediklerini söylüyor ve ifadesini geri çekiyor. Buradaki prosedürü bilmiyorum, hem kayıp zamanında, hem öldürüldü denildiğinde, hem biz öldürüldüğünü tehdit edilerek söyledik dediklerinde ne tehdit eden aileyi sorguluyorlar ne de başka bir işlem yapılıyor.

Ancak iş Müge Anlı'ya geldiğinde ismi geçen kişiler ertesi gün ya telefonla yayına bağlanıyor, ya stüdyoya geliyor, ya da röportajı yayınlanıyor. Dolayısıyla organ mafyası, bütün mahalleye para verdiler dedikleri insanlar kanlı canlı karşınızda durunca, kendisini anlatınca iftira olduğu anlaşılıyor. İbre tekrar iftira atana dönüyor. Bunu hukuk sisteminde yapmak yasal değil. Yüzleştirme yapamazsınız.

Güven

Şu bir gerçek ki insanlar polisten, hakimden, savcıdan çok Müge Anlı'ya güveniyor. Şahit olmaktan korkmuyor, yüzleşmekten korkmuyor. Bunun bir sebebi davada şahit olsa başına bir şey geleceğini düşünürken Müge Anlı'da kendisini daha güvende hissediyor. Aslında görgü tanıklarının konuşmasının sebebi de bu.

Müge Anlı ve ekibinin refleksleri

Kayıptan cinayete şimdiye kadar binlerce vaka gören, birebir katillerle de yüzyüze gelen ekibin artık gördükleri anda kimin işin neresinde olduğunu fark edecek bir refleksi var. Dolayısıyla araştırmayı o kişi üzerinden yürütebiliyorlar ve bunu o kadar hissettirmeden yapıyorlar ki asıl şüphelendikleri kişiler tıpış tıpış yayına gelmeye de devam ediyor. Zaten bir yerden sonra yayına gelmeyi bıraksa direkt şüpheleri üzerine çekeceğini de biliyor. 

İnsanların zekasına fazla güvenmesi

Özellikle Palu Ailesi'nde gördüğümüz şey de bu. Aile fertleri kendilerinin her söylediği saçmalığa herkesin inanacağını sanıyor. Kendi düşük IQ'larında kurdukları muhteşem senaryo ortalama bir IQ karşısında anca "Hassiktir lan!" tepkisi görebiliyor. Müge Anlı'nın da hem refleksleri, hem de zekası bu düşük IQ karşısında üstün geliyor tabii ki. Yoksa hangi beyinsiz kendi işlediği cinayeti başkasına yıkmak için Müge Anlı'ya başvurur?

Kamuoyu oluşturması

Tabi her dava Palu Ailesi ya da Çam Ailesi kadar gündem olmuyor ama programın sadık kitlesi de azımsanacak gibi değil. Buradaki bir dava bir kamuoyu oluşturuyor, polis ve savcıları harekete geçiriyor. Yayını ihbar kabul ederek çoğu dava yargıya devrediliyor.

Davaların birleştirilmesi

Her davada geçerli olmasa da özellikle Palu Ailesi'ndeki en büyük sorun bir çok şehirde farklı farklı suçlar olması ve bunların hiçbirinin birleşmemesiydi. İstanbul'da bambaşka bir dava, Kocaeli'nde bambaşka bir dava, Didim'de apayrı bir dava. Bunların hiçbirini de kimse birleştirememiş.

Daha da kötüsü evden kaçıp devlete sığınan, üzerinde darp, işkence ve istismar bulguları olan çocuk bunlara geri veriliyor, tekrar kaçıyor tekrar geri veriliyor, 3. kaçışında devlet korumasına alınıyor. Tamam, sonunda kurtulmuş diyelim de bu çocuğun olduğu evde başka bir çocuk var mı diye bakmak kimsenin aklına gelmez mi? 

Ya da ne bileyim aile Tuncer'in cinayet işlediğini söylediğinde bu adamın dosyasına bakıp "Ya sen bakımındaki çocuğa bunu bunu yapmışsın, devlet de korumaya almış." dememiş. 

Suçlama geri çekildiğinde kimse aileye "Hayırdır siz neden verdiğiniz ifadeyi geri çekiyorsunuz?" dememiş. Olayların üstüne pek gidilmemiş yani açıkçası. 

İş Müge Anlı'ya geldiğindeyse 20 yıl önce aldıkları iğne ipliğe kadar bakılıyor. Burada biraz odaklanma, görgü tanığı fazlalığı, daha çok kanıta ulaşabilmenin etkisi de var.


Sonuç olarak bunların hepsi toplandığında Müge Anlı, yıllardır çözülemeyen olayları 2 haftada çözebiliyor, kanıtlarıyla birlikte ensesinden tutup polise, savcıya teslim edebiliyor. Artık bu yargı kolunun beceriksizliği midir, Müge Anlı ve ekibinin üstün yeteneği midir bilemiyorum ama Türkiye'nin kültür mozaiğini izlemek için muhteşem bir program. Hala şaşırabilmek de büyük mucize.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Güçlü Kadın Şarkıları