Kendinizden birşey bulmamanızı dilediğim bir film; Persepolis

Bayadır arıyor,merak ediyordum bu filmi ancak ne adını ne yönetmenini bilmeyince bulmak zorlaşıyordu. Tesadüfen bir karesinin fotoğrafını, daha sonra adını ve sonra da filmi buldum, izledim ve bayıldım. Gerçekten hariha olmuş herşeyiyle. Çizim tarzı ve görüntü kalitesi falan bir yana konusu başlı başına bir sinema devrimi. Sanatın her zaman gerçekleri göstermek için kullanılan bir silah olmasını sevmişimdir.
Filmi bilmeyenler için önce konusunu bir anlatayım; Marji kültürlü, modern bir ailenin küçük kızı. İran’da yaşıyorlar. Mollo Devrimi ve savaşın ortasında Marji’nin gözünden dünya anlatılıyor filmde. Annesi, babası ve büyükannesinin görüşleri bir yanda, okulda beynine sokulanlar öbür yanda küçük bir kızken içine düştüğü önce politik çelişkiler daha sonra da yerleşen görüşleriyle ve kanında akan özgürlükle döneminin memleketine başkaldırışı anlatılıyor da diyebiliriz.

Film İran’ın yobazlığından din sömürgesine kadar gelişini de çok güzel anlatıyor ve işte bu yüzden kendinizden birşeyler bulmamanızı dilediğim bir film bu ama malesef bulacaksınız kendinizden ve İran ile paralel giden tarihimizden.

Marji ve ailesi kominizm görüşüne sahip bir aile. Marji’nin amcası anlattıklarıyla Marji’nin de bu görüşleri taşımasını sağlayacak. Sadece politik olarak muhalefet olmakla yetinmeyecek Marji, her türlü haksızlığa, kısıtlamaya karşı çıkacak, özgürlük bir nevi yaşam amacı olacak. Ufacık hayatına bir devrim ve bir savaş sığdıracak. İkisinden galip çıkıp aşkta yenilecek.

Çocukluk hayali Peygamber olmakken kaybettiği amcasından sonra herşeyin sorumlusu olarak gördüğü Allah’ı kovacak ancak kendini çok çok sonra onun avucunda bulacak.

Kendi olmaya çalışacak başkası olmanın zorunlu olduğu bir yerde, karafatmalarla boğuşacak, özgürlüğün bedeli olarak gördüğü çarşafa girecek çünkü sadece ailesiyle kendini özgür hissedebilecek. Anlam veremeyecek Marji olanlara, devrimden sonra herkesin kominist kesildiği, birbirine uydurma devrim hikayeleri anlattığı, sosyalist havanın estiği bir ülkede nasıl olur da seçimle şeriyat seçilir diyecek çünkü devrim zaten şeriyat kanunları yüzünden başlamış, halk buna isyan etmiş ve özgürlükleri için savaşmıştı peki neden şimdi seçimle karşı geldikleri düzeni seçmişlerdi? Anlayamıycak, ne o yaşında ne de daha sonra.

Ekmekten kuğular saklayacak Marji sırf öldürülen amcasının bir parçası olduğu için. Amcasına verdiği sözü tutacak ve anıların devamındaki zincir olacaktı Marji ancak İran’lı olmanın yobazlıkla eş olduğu Avrupa’ya gidene kadar. Orda ‘Fransız’ olacaktı Marji, sevdiklerinin savaşın ortasında bırakmanın verdiği vicdan azabına bir de inkar azabı ekleyecekti.

Çocukluğunu zor şartlarda neşeli geçirmişken kadınlığında neşesini kaybedecek ve asla bulamayacak Marji çünkü o kadın olmanın suç olduğu bir yerde kadın olmaya çalışacak, sevgilisiyle el ele görüldüğünde kırbaç cezasından kurtulmak için para ödeyecek, gizli bir partide eğlendikleri için basıldıkları devrim polislerinden kaçarken ölen bir arkadaşının yasını tutacak, koşarken kalçaları belli olduğu için uyarılacak, türbanın özgürlük ve namus olduğunu ve şeriyat döneminde düşünce suçlularının kalmadığını söyleyen öğretmenlerine kafa tutmaya çalışacaktı. Tüm bunların arasında çocukluğu da neşesi de o büyüdükçe öldü, kimse görmeden ya da umursamadan.

Marja da ailesi de hatta ordaki insanlar da… Hiç biri bir gün saçının teli göründüğü için kırbaç yiyeceğini tahmin etmiyordu sandıkta. Hiçbiri bir gün seçtikleri kişiler tarafından hapsedileceğini, yobazlaştırılacağını ve onların her kuralını özgürlük olarak göreceklerini bilmiyordu. Hiçbiri bir gün düşünmenin suç olacağını ve bu suç yüzünden öldürüleceğini akıllarının ucundan bile geçirmiyordu. Hiç biri dinlerinin kendilerini öldüren silah olacağını, bütün dünyada böcek olarak görüneceklerini ya da o böcek olarak görenlerin kuklaları olacaklarını tahmin etmiyordu. Tıpkı bizim şuan bunlara “Asla” dediğimiz gibi onlar da “Asla” diyordu.

Filmi izlemek isteyenleriniz varsa -ki olmasını dilerim- kendilerine şöyle bir güzellik yapabilirim; Persepolis hem de Türkçe Dublaj daha ne olsun!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Güçlü Kadın Şarkıları