Acıdan başka dermanı yok ki boşvermiş bünyenin

Geçen haftalarda bir arkadaşımla görüşmüştüm,kendisi zamanında alkol tedavisi gördüğü için alkol kullanmıyor. “Al bir yudum” ısrarımı püskürten bir itirafla karşılaştım. Aslında alkolden uzak durmasının tek sebebi bir daha o tedavi merkezine dönmek istememesiymiş,şaşırdım. “Nasıldı ki” diye sordum, “Berbattı. Ailenin yanında falan çok iyi davranıyorlar ama…” dedi ve kesti. “Dövüyorlar mı ki?” dedim “Daha iyi olurdu” dedi. Ne yaptıklarını söylemese de her ne yaptılarsa,ne kadar kötüyse de işe yaramış görünüyor,gerçekten de 3 yıldır ağzına alkol namına birşey sürmemesinden etkili bir tedavi olduğu belli.

Bugün otobüsteyken gözüm kendi yara izime takıldı. Mardin’deyken yaptığım bir anlık deliliği 2 yıldır taşımaktayım büyük ihtimalle sonsuza kadar da taşıycam,geçmeyeceğini biliyorum. Ama bu beni rahatsız etmiyor. Aynı yara izine sahip başka bir arkadaşım vardı zamanında. Artık görüşmesek de söylediği bir çok şeyle hala aklımda kendisi. O,kendi yara izi için “Yara izimi seviyorum,bana dipte olduğum zamanları hatırlatıyor” derdi.

Bu iki arkadaşı ve beni baz alarak devam ediyorum yazıma. Herkesin,her umursamaz bünyenin,her şenşakrak kişinin bile en dipte olduğu ve bundan kurtulamayacağını hissettiği dönemleri vardır. Herkes o dönemi atlattıkdan sonra en iyisinin unutmaya çalışmak olduğunu düşünür oysa ki bu tamamen aldatmaca. Kendi acılarını unuttuğun anda kendini de unutmaya başlarsın bence. Biz acılarımızı gözümüzün önünde tutarak yaşamayı tercih ettik,haklıydık da.

Bu geçmişe saplantılı yaşamak gibi gelebilir size ama alakası bile yok. Ben acıyı sevenlerdenim,bizi biz yapan şeyin acılar olduğuna inanırım. Çektiğimiz acı kadar değil,atlattığımız,üstesinden geldiğimiz acılar kadar büyüdüğümüze inanırım. Bu yüzden yara izimi seviyorum,saklamaya ya da onu yok etmeye çalışmıyorum. Gurur duymuyorum ama utanç da duymuyorum. İçimde sakladıklarımın yanında sadece kolumda ufacık bir çizgi çünkü benim gözümde. Benim için o bir hatırlatıcı. Dün ölmek için yaptığım yara bugün benim için yaşam gücü. Yine her “Kaldıramam” dediğim acıdan sonra o bana bakıp; “Bu da geçer” diyor,ben de sadece gülüyorum,dalga geçmek için değil,onaylamak için.

Acılar, sürekli yerini değiştirdiğiniz ama atamadığınız,gereksiz gördüğünüz eşyalar gibidir. Ne kadar saklamaya çalışırsanız çalışın mutlaka bir gün gene ortaya çıkar. Beklenmedik bir anda karşınıza çıkması sizi afallatacağına onları gözünüzün önünde tutup güç kaynağı yapmaya bakın zira acılarınızı yeterince severseniz size hatırlatacağı şeylerle karşılaşmak sadece gülüp geçmenize sebebiyet verir. Her acı bir öncekinden daha büyük olacağı için bağışıklık kazanmak,güçlenmek sizin elinizde.

itiraf et seviyorsun hüznü,kederi. Acı besler,uyandırır boşvermiş bünyeyi. Sen hiç yalnız kalmadın mı kalabalığın içinde? Derdine derman aramadın mı şişelerin dibinde? Söyler sahteymiş, çek kendini adım adım. Yüzler belliymiş yağmurlarda aradığım,bulamadığım (Üç) Görmüyor musun kabuk bağlamıyor kanattığın hiç bir yaran? Hiç bir zaman geri dönmüyor kaybettiğin onca insan. Saat dört olmuş arıyorsun çaresini hüznün,kederin. Acıdan başka dermanı yok ki boşvermiş bünyenin.(Dört)

Gripin
Hikayeler Anlatıldı (Üç) ve Gripin ‘07 (Dört) albümlerinden

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Güçlü Kadın Şarkıları